Taha Suresinin Arapça Okunuşu Faziletleri! Anlamı, Evlilik için 21 Kere Okunacak Dua

Bekârlar, hayırlı bir evlilik için 21 defa okunan Taha suresinin işe yaradığını görünce çok şaşıracaksınız. Taha Suresi Arapça okunuşu, Türkçe meali, faziletlerini sizler için derledik.

Taha Suresi Ne Zaman Nasıl İndi?

Taha Suresi, Mekke zamanında inmiş ve sureler içerisinde 45. Sırada yer almaktadır ve inen 20. Sure olarak bilinmektedir. ALLAH’u Teala’nın elçileri vasıtasıyla kullarına hakikatin yolunu göstermekte rehber olacağı ve onun görevini en iyi şekilde başaracağını, onu dinlemeyenlerin de uğrayacağı azabı anlatmak için indirilmiştir. 

Taha Suresi

Taha Suresi Arapça Latince Okunuşu 

1.Taha

2.Ma enzelna aleykel kur’ane li teşka

3.İlla tezkiratel limey yahşa

4.Tenziylem mimmen halekal erda ves semavatil ula

5.Errahmanü alel arşisteva

6.Lehu ma fis semavati ve ma fil erdı ve ma beynehüma ve ma tahtes sera

7.Ve in techer bil kavli fe innehu ya’lemüs sirra ve ahfa

8.Allahü la ilahe illa huve lehül esmaül husna

9.Ve hel etake hadiysü mus

10.İz raa naran fe kale li ehlihimküsu innı anestü naral leallı atıküm minha bi kabesin ev ecidü alen nari hüd

11.Felemma etaha nudiye ya musa

12.İnnı ene rabbüke fahla’ na’leyk inneke bil vadil mukaddesi tuva

13.Ve enahtertüke festemı’ lima yuha

14.İnnenı enallahü la ilahe illa ene fa’büdnı ve ekımıs salate li zikrı

15.İnnes saate atiyetün ekadü uhfıha li tücza küllü nefsim bi ma tes’a

16.Fe la yesuddenneke anha mel la yü’minü biha vettebea hevahü fe terda

17.Ve ma tilke bi yemınike ya musa

18.Kale hiye asay etevekkeü aleyha ve ehüşşü biha ala ğanemı ve liye fıha mearibü uhra

19.Kale elkıha ya musa

20.Fe elkaha fe iza hiye hayyetün tes’a

21.Kale huzha ve la tehaf se nüıydüha sıratehel ula

22.Vadmün yedeke ila cenahıke tahrüc beydae min ğayri suin ayeten uhra

23.Li nüriyeke min ayatinel kübra

24.İzheb ila fir’avne innehu tağa

25.Kale rabbişrah lı sadrı

26.Ve yessir lı emrı

27.Vahlül ukdetem mil lisanı

28.Yefkahu kavlı

29.Vec’al li vezıram min ehlı

30.Harune ehıy

31.Üşdüd bihı ezrı

32.Ve eşrikhü fı emrı

33.Key nüsebbihake kesıra

34.Ve nezkürake kesıra

35.İnneke künte bina besıyra

36.Kale kad ütiyte sü’leke ya musa

37.Ve lekad menenna aleyke merratenuhra

38.İz evhayna ila ümmike ma yuha

39.Enıkzi fıhi fit tabuti fakzi fıhi fil yemmi fel yülkıhil yemnü bis sahıli ye’huzhüadüvvül lı ve adüvvül leh ve elkaytü aleyke mehabbetem minnı ve li tusnea ala aynı

40.İz temşı uhtüke fe raca’nake ila ümmike key tekarra aynüha ve la tahzen ve katelte nefsen fe necceynake minel ğammi ve fetennake fütunen fe lebiste sinıne fı ehli medyene sümme ci’te ala kaderiy ya musa

41.Vastana’tüke li nefsı

42.İzheb ente ve ehuke bi ayatı ve la teniya fı zikrı

43.İzheba ila fir’avne innehu tağa

44.Fe kula lehu kevlel leyyinel leallehu yetezekkeru ev yahşa

45.Kala rabbena innena nehafü ey yefruta aleyna ev ey yatğa

46.Kale la tehafa innenı meaküma esmeu ve era

47.Fe’tiyahü fe kula inna rasula rabbike fe ersel meana benı israıle ve la tüazzibhüm kad ci’nake bi ayetim mir rabbik vesselamü ala menittebeal hüda

48.İnna kad uhıye ileyna ennel azabe ala men kezzebe ve tevella

49.Kale fe mer rabbüküma ya musa

50.Kale rabbünellezı a’ta külle şey’in halkahu sümme heda

51.Kale fema balül kurunil ula

52.Kale ılmüha ınde rabbı fı kitab la yedıllü rabbı ve la yensa

53.Ellezı ceale lekümül erda mehdev ve selek leküm fıha sübülev ve enzele mines semai maa fe ahracna bihı ezvacem min nebatin şetta

54.Külu ver’av en’ameküm inne fı zalike le ayatil li ülin nüha

55.Minha halaknaküm ve fıha nüıydüküm ve minha nuhricüküm taraten uhra

56.Ve lekad eraynahü ayatina külleha fe kezzebe ve eba

57.Kale ec’tena li tuhricena min erdına bi sıhrike ya musa

58.Fe le ne’tiyenneke bi sıhrim mislihı fec’al beynena ve belneke mev’ıdel la nuhlifühu nahnü ve la ente mekanen süva

59.Kale mev’ıdüküm yevmüz zınet ve ey yuhşeran nasü duha

60.Fe tevella fir’avnü fe cemea keydehu sümme eta

61.Kale lehüm musa veyleküm la tefteru alellahi keziben fe yüshıteküm bi azab ve kad habe meniftera

62.Fe tenazeu emrahüm beynehüm ve eserrun necva

63.Kalu in hazani le sahırani yürıdani ey yuhricaküm min erdıküm bi sıhrihima ve yezheba bi tarıkatikümül müsla

64.Fe ecmiu keydeküm sümme’tu saffa ve kad eflehal yevme menista’la

65.Kalu ya musa imma en tülkıye ve imma en nekune evvele men elka

66.Kale bel elku fe iza hıbalühüm ve ısıyyühüm yühayyehü ileyhi min sıhrihim enneha tes’a

67.Fe evcese fı nefsihı hıyfetem musa

68.Kulna la tehaf inneke entel a’la

69.Ve elkı ma fı yemınike telkaf ma saneu innema saneu keydü sahır ve la yüflihus sahırü haysü eta

70.Fe ülkıyes seharatü sücceden kalu amenna bi rabbi harune ve musa

71.Kale amentüm lehu kable en azene leküm innehu le kebırukümüllezıallemekümüs sıhr fe le ükattıanne eydiyeküm ve ercüleküm min hılafiv ve le üsallibenneküm fı cüzuın nahli ve le ta’lemünne eyyüna eşeddü azabev ve ebka

72.Kalu len nü’sirake ala ma caena minel beyyinati vellazı fetarana fakdı ma ente kad innema takdıy hazihil hayated dünya

73.İnna amenna bi rabbina li yağfira lena hatayana ve ma ekrahtena aleyhi mines sıhr vallahü hayruv ve ebka

74.İnnehu mey ye’ti rabbehu mürimen fe inne lehu cehennem la yemutü fıha ve la yahya

75.Ve mey ye’tihı mü’minen kad amiles salihati fe ülaike lehümüd deracatül ula

76.Cennatü adnin tecrı min tahtihel enharu halidıne fıha ve zalyike cezaü men tezekka

77.Ve lekad evhayna ila musa en esri bi ıbadı fadrib lehüm tarıkan fil bahri yebesa la tehafü derakev ve la tahşa

78.Fe etbeahüm fir’avnü bi cünudihı fe ğaşiyehüm minel yemmi ma ğaşiyehüm

79.Ve edalle fir’avnü kavmehu ve ma heda

80.Ya benı israıle kad enceynaküm min adüvviküm ve vaadnaküm canibet turil eymene ve nezzelna aleykümül menne ves selva

81.Külu min tayyibati ma razaknnaküm ve la tatğav fıhi fe yehılle aleyküm ğadabı ve mey yahlil aleyhi ğadabı fe kad heva

82.Ve innı le ğaffarul limen tabe ve amene ve amile salihan sümmehteda

83.Ve am a’celek an kavmike ya musa

84.Kale hüm ülai ala eserı ve aciltü ileyke rabbi li terda

85.Kale fe inna kad fetenna kavmeke mim ba’dike ve edallehümüs samiriyy

86.Fe racea musa ila kavmihı ğadbane esifa kale ya kavmi elem yeıdküm rabbüküm va’den hasena e fe tale aleykümül ahdü em eradtüm ey yehılle aleyküm ğadabüm mir rabbiküm fe ahleftüm mev’ıdı

87.Kalu ma ahlefna mev’ıdeke bi melkina velakinna hummilna evzaram min zınetil kavmi fe kazefnaha fe kezalike elkas samiriyy

88.Fe ahrace lehüm ıclen cesedel lehu huvarun fe kalu haza ilahüküm ve ilahü musa fe nesiy

89.E fe la yeravne ella yarciu ileyhim kavlev ve la yemlikü lehüm darrav ve la nef’a

90.Ve le kad kale lehüm harunü min kablü ya kavmi innema fütintüm bih ve inne rabbekümür rahmanü fettebiuni ve etıy’u emrı

91.Kalu len nebreha aleyhi akifıne hatta yarcia ileyna musa

92.Kale ya harunü ma meneake iz raeytehüm dallu

93.Ella tettebian e fe esayte emri

94.Kale yebneümme la te’huz bi lıhyetı ve la bi ra’si innı haşıtü en tekule ferrakte beyne benı israıle ve lem terkub kavlı

95.Kale fe ma hatbüke ya samiriyy

96.Kale besurtü bi ma lem yebsuru bihı fe kabadtü kabdatem min eserir rasuli fe nebeztüha ve kezalike sevvelet lı nefsı

97.Kale fezheb fe inne leke fil hayati en tekule la misase ve inne leke mev’ıdel len tuhlefeh venzur ila ilahikellezı zalte aleyhi akifale nüharrıkannehu sümme le nensifennehu fil yemmi nesfa

98.İnnema ilahükümüllahüllezı la ilahe illa hu vesia külle şey’in ılma

99.Kezalike nekussu aleyke min embai ma kad sebak ve kad ateynake mil ledünna zikra

100.Men a’rada anhü fe innehu yahmilü yevmel kıyameti vizra

101.Halidıne fıh ve sae lehüm yevmel kıyameti hımla

102.Yevme yünfehu fis suri ve nahşürul mücrimıne yevmeizin zürka

103.Yetehafetune beynehüm il lebistüm illa aşra

104.Nahnü a’lemü bima yekulune iz yekulü emselühüm tarıkaten il lebistüm illa yevma

105.Ve yes’eluneke anil cibali fe kul yensifüha rabbı nesfa

106.Fe yezeruha kaan safsafa

107.La tera fıha ıvecev ve la emta

108.Yevmeiziy yettebiuned daıye la ıvece leh ve haşeatil asvatü lir rahmani fe la tesmeu illa hemsa

109.Yevmeizil la tenfeuş şefaatü illa men ezine lehür rahmanü ve radıye lehu kavla

110.Ya’lemü ma beyne eydıhim ve ma halfehüm ve la yühıytune bihı ılma

111.Ve anetil vücuhü lil hayyil kayyum ve kad habe men hamele zulma

112.Ve mey ya’mel mines salihüti ve hüve mü’minün fe la yehafü zulmev ve la hadma

113.Ve kezalike enzelnahü kur’anen arabiyyev ve sarrafna fıhi minel veıydi leallehüm yettekune ev yuhdisü lehüm zikra

114.Fe teallellahül melikül hakk ve la ta’cel bil kur’ani min kabli ey yukda ileyke vahyühu ve kur rabbi zidnı ılma

115.Ve lekad ahıdna ila ademe min kablü fe nesiye ve lem necid lehu azma

116.Ve iz kulna lil melaiketiscüdu li ademe fe secedu illa iblıs eba

117.Fe kulna ya ademü inne haza adüvvül leke ve li zevcike fe la yuhricenneküma minel cenneti fe teşka

118.İnne leke ella tecua fıha ve la ta’ra

119.Ve enneke la tazmeü fıha ve la tadha

120.Fe vesvese ileyhiş şeytanü kale ya ademü hel edüllüke ala şeceratil huldi ve mülkil la yebla

121.Fe ekela minha fe bedet lehüma sev’atühüma ve tafika yahsıfani aleyhima miv verakıl cenneti ve asa ademü rabbehu fe ğava

122.Sümmectebahü rabbühu fe tabe aleyhi ve heda

123.Kelehbita minha cemıam ba’duküm li ba’dın adüvv fe imma ye’tiyennekümminnı hüden fe menittebea hüdaye fe la yedıllü ve la yeşka

124.Ve men a’rada an zikrı fe innel lehu meıyşeten dankev ve nahşüruhu yevmel kıyameti a’ma

125.Kale rabbi lime haşertenı a’ma ve kad küntü besıyra

126.Kale kezalike etetke ayatüna fe nesıteha ve kezalikel yevme tünsa

127.Ve kezalike neczı men esrafe ve lem yü’mim bi ayati rabbih ve le azabül ahırati eşeddü ve ebka

128.E fe lem yehdi lehüm kem ehleknü kablehüm minel kuruni yemşune fımesakinihim inne fı zalike le ayatil li ülin nüha

129.Velev la kelimetün sebekat mir rabbike le kane lizamev ve ecelüm müsemma

130.Fasbir ala ma yekulune ve sebbıh bi hamdi rabbike kable tuluış şemsi ve kable ğurubiha ve min anail leyli fe sebbıh ve atrafen nehari lealleke terda

131.Ve la temüddenne aynelke ila ma metta’na bihı ezvacem minhüm zehratel hayatid dünya li neftinehüm fıh ve rizku rabbike hayrun ve beka

132.Ve’mur ehleke bis salati vastabir aleyha la nes’elüke rizka nahnü nerzükuk vel akıbetü lit takva

133.Ve kalu lev la ye’tiyna bi ayetim mir rabbih e ve lem te’tihim beyyinetü ma fis suhufil ula

134.Ve lev enna ehleknahüm bi azabim min kablihı le kalu rabbena lev la erselte ileyna rasulen fe nettebia ayatike min kabli en nezille ve nahz

135.Kul küllüm müterabbisun fe terabbesu fe se ta’lemune men ashabüs sıratıs seviyyi ve menihteda

Taha Suresinin Arapça Okunuşu Faziletleri! Anlamı, Evlilik için 21 Kere Okunacak Dua
Taha Suresinin Arapça Okunuşu Faziletleri! Anlamı, Evlilik için 21 Kere Okunacak Dua

Taha Suresi Anlamı Meali

Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.

  1. Ta, Ha.
  2. Biz sana Kur’an’ı sıkıntıya düşmen için indirmedik.
  3. Yalnız Yaradandan korkanlara öğüt olsun diye indirdik
  4. Yeri ve en yüksek gökleri yaratandan bir vahiy,
  5. Arş’ın üzerinde en rahmetli olan.
  6. Göklerde ve yerde ne varsa, ikisi arasında ve toprağın altında ne varsa O’nundur.
  7. Ve eğer yüksek sesle konuşursanız, şüphesiz O, gizli olanı da bilir.
  8. Allah ki O’ndan başka bir ilah daha yoktur. En güzel isimler de O’nundur.
  9. Ve Musa’nın hikâyesi size ulaştı mı? 
  10. Bir ateş görünce ailesine, Burada kalın; ben bir ateş sezdim; belki sana bir meşale getirebilirim ya da ateşin yanında bir yol gösterici bulabilirim.”
  11. Oraya vardığında kendisine: Ey Musa,
  12. Doğrusu ben sizin Rabbinizim, o halde çarıklarınızı çıkarın. Muhakkak ki sen mukaddes Tuva vadisindesin.
  13. Ve ben seni seçtim, o halde sana indirileni iyi dinle.
  14. Doğrusu ben Allah’ım. Benden başka ilah yoktur, öyleyse Bana kulluk edin ve bana ibadet için namazı kılın.
  15. Muhakkak ki o Kıyamet geliyor, her nefis, yaptıklarına göre ceza alsın (Neredeyse onun geleceğinden bahsetmeyecektim).
  16. Öyleyse ona inanmayan ve keyfine bakanlar seni ondan vazgeçirmesin, çünkü o zaman helak olursun.
  17. Sağ elindeki nedir, ey Musa?
  18. Hz. Musa Dedi ki, Benim asam; Ona yaslanırım ve koyunlarıma ağaçtan yaprak dökerim ve onda başka faydalarım da vardır.
  19. Allah dedi ki: Bırak onu, ey Musa.
  20. Böylece onu yere attı ve o hızla hareket eden bir yılana dönüştü.
  21. Allah dedi ki: Onu yakalayın ve korkmayın; Eski haline getireceğiz.
  22. Ve elini koynuna koy; hastalıksız bembeyaz şekilde çıkacaktır
  23. Sana daha büyük ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye başka bir işaret verdik.
  24. Firavun’a git. Doğrusu o, haddi fazlaca aşmıştır.
  25. Musa dedi ki: Rabbim, yüreğimi güvenle genişlet
  26. Ve benim için işimi kolaylaştır
  27. Ve düğümü dilimden çöz
  28. Konuşmamı kolayca anlasınlar diye.
  29. Ve benim için ailemden bir yardımcı atayın 
  30. Harun, kardeşimi.
  31. Onun aracılığıyla kudretimi artır
  32. Ve görevimi paylaşmasına izin ver
  33. Seni daha çok yüceltelim diye
  34. Ve seni daha çok hatırlayalım diye.
  35. İşin aslı Sen bizi hakkı ile görensin.
  36. Allah dedi ki: Senin isteğin kabul edildi ey Musa.
  37. Ve sana daha önce bir kez daha lütufta bulunmuştuk.
  38. Annene ilham edilecekleri etmiştik. 
  39. Annene: Onu sandığa at, nehre at, nehir onu kıyıya atsın; Ona da bana da düşman olan alsın. Gözümün önünde büyütülmen için sana Kendimden bir sevgi bahşettim.
  40. Ve sana lütufta bulunduk ki kız kardeşin gidip, ‘Seni ondan sorumlu birine yönlendireyim mi?’ demişti. Biz de seni annene kavuşturduk ki, o teselli etsin ve üzülmesin. Ve sen birini öldürdün, ama biz seni bir azaptan kurtardık ve seni zorlu bir fitneyle imtihan ettik. Ve Medyen halkı arasında birkaç yıl kaldınız. Sonra tayin edilen zamanda buraya geldin, ey Musa.
  41. Ben de seni Kendim için yetiştirdim.
  42. Sen ve kardeşin ayetlerimle gidin ve beni anmakta gevşemeyin.
  43. İkiniz de Firavun’a gidin. Doğrusu o, haddini aşmıştır.
  44. Allah’tan korksun diye onunla yumuşak söz söyle. Belki öğüt alır.
  45. Dediler ki: Rabbimiz, doğrusu biz onun bize karşı cezayı acele etmesinden veya haddi aşmasından korkuyoruz.
  46. Allah dedi ki: Korkma! Doğrusu ben ikinizle de beraberim; duyuyorum ve görüyorum. 
  47. O halde ona git ve de ki: Gerçekten biz Rabbinin elçileriyiz, o halde İsrailoğullarını bizimle gönder ve onlara eziyet etme. Biz sana Rabbinden bir mucize ile geldik. Hidayete tabi olana selam olsun.
  48. Doğrusu bize azabın, yalanlayıp yüz çevirenin üzerine olacağı vahyolundu.
  49. Firavun dedi ki: İkinizin Rabbi kimdir ey Musa?
  50. Rabbimiz, her şeye şeklini veren ve sonra onlara doğru yolu gösteren O’dur dedi.
  51. Firavun dedi ki: Öyleyse önceki nesillerin durumu nedir?
  52. Musa dedi ki: Onun bilgisi Rabbimin katında bir defterdedir. Rabbim ne hata yapar ne de unutur.
  53. O’dur sizin için yeri bir yatak yapan, orada sizin için yollar açan ve gökten yağmur indiren ve onunla çeşitli bitki türleri meydana getirendir.
  54. Ondan yiyin ve hayvanlarınızı otlatın. Doğrusu bunda akıl sahipleri için ibretler vardır.
  55. Sizi yerden, topraktan var ettik ve sizi oraya geri döndüreceğiz ve sizi başka bir zaman oradan yine çıkaracağız.
  56. Ant olsun, Firavun’a da ayetlerimizin hepsini gösterdik de o yalanladı ve kabul etmedi.
  57. Dedi ki: Bizi sihrinle yurdumuzdan çıkarmak için mi bize geldin ey Musa?
  58. Sonra mutlaka sana onun benzeri bir sihir getireceğiz, artık bizimle senin aranda bir yer belirle o yer ikimizin de vazgeçmeyeceği bir yer olsun.
  59. Musa dedi ki: Senin randevun, insanların sabahın ortasında toplandıkları bayram günüdür.
  60. Bunun üzerine Firavun gitti, planını kurdu, sihirbazları topladı ve sonra Musa’ya geldi.
  61. Musa, Firavun’un çağırdığı sihirbazlara şöyle dedi: Vay halinize! Allah’a karşı yalan uydurmayın, yoksa sizi bir azapla yok eder, böyle bir yalanı]uyduran da hüsrana uğramıştır.
  62. Böylece kendi aralarında tartıştılar ve özel konuşmalarını kimse duymadan yaptılar.
  63. Dediler ki: Şüphesiz bu iki sihirbaz, sihirleriyle sizi yurdunuzdan çıkarmak ve dininizin ortadan kaldırılmasını isterler.
  64. Öyleyse planınıza karar verin ve sonra sıraya girin. Ve bugün galip gelen başarıya ulaşmıştır.
  65. Sihirbazlar: Ya sen atarsın ya da ilk atan biz oluruz, dediler.
  66. Musa sen at dedi. Ve ansızın, onların ipleri ve değnekleri, sihirlerinden ona yılanlar gibi hareket ediyormuş gibi göründü.
  67. Ve içinde bir endişe sezdi Musa.
  68. Allah, Korkma. Doğrusu siz üstünsünüz.
  69. Ve sağ elinde olanı fırlat; yarattıklarını yutacak. Yaptıkları şey bir sihirbazın hilesinden başka bir şey değil ve sihirbaz nerede olursa olsun başarılı olamayacak.
  70. Böylece sihirbazlar secdeye kapandılar. Harun’un ve Musa’nın Rabbine inandık dediler.
  71. Firavun dedi ki: Ben size müsaade etmeden siz gittiniz ona inandınız. Doğrusu o, size sihri öğreten liderinizdir. Ant olsun ki ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama olarak keseceğim ve sizi hurma dallarına asıp sallandıracağım. Hangimizin azapta daha güçlü ve daha dayanıklı olduğunu görüp fark edeceksiniz.
  72. Dediler ki: Bize gelmiş çok net delillere ve bizi ALLAH’a karşı seni kesinlikle tercih etmeyeceğiz. Öyleyse hükmedeceğiniz her neyse hükmedin. Sen ancak bu dünya yaşamına hükmedebilirsin.
  73. Ant dolsun ki biz, günahlarımızı ve bizi sihir yapmaya mecbur ettiğiniz şeyleri bağışlaması için Rabbimize inandık. Ve Allah, daha hayırlı ve daha kalıcıdır.
  74. Kim Rabbine bir günah işlemiş olarak gelirse, şüphesiz onun için cehennem azabı vardır; orada ne ölür, ne yaşar.
  75. Ama kim salih amellerde bulunmuş bir mümin olarak O’na gelirse, işte onlar için en yüksek mevkiler vardır.
  76. İçinde ebedî kalacakları, altlarından ırmaklar akan ebedî mesken cennetleri. Ve bu, kendini temizleyenin ödülüdür.
  77. Ve Musa’ya vahyetmiştik: Kullarımla geceleyin gezin ve onlara denizde kuru bir yol açın; Firavun’a yakalanmaktan ve boğulmaktan korkmayacaksın.
  78. Firavun askerleriyle onları kovaladı ve onları kaplayan denizde kayboldular.
  79. Ve Firavun kavmini saptırdı ve onları doğru yola götürmedi.
  80. Ey İsrailoğulları, sizi düşmanınızdan kurtardık ve size dağın sağ tarafında bir görev verdik. Size kudret helvası ve bıldırcın indirdik.
  81. Dediler ki: Size verdiğimiz rızıkların temizlerinden yiyin ve onda aşırı gitmeyin ve başkalarına zulmetmeyin, yoksa üzerinize öfkem iner. Gazabım kime inerse, muhakkak o yıkılmıştır.
  82. Ama gerçekten ben, tevbe edip iman edip salih amel işleyen ve sonra hidayete erenleri çok bağışlayanım.
  83. Allah dedi ki: Ey Musa, kavminden seni acele ettiren nedir?
  84. İzlerime yaklaştılar, ey Rabbim, razı olasın diye sana koştum dedi.
  85. Allah dedi ki: Gerçekten, siz ayrıldıktan sonra kavminizi imtihan ettik ve Samiri onları saptırdı.
  86. Musa öfkeli ve kederli bir halde kavmine döndü. Dedi ki: Ey kavmim, Yaradan size güzel bir vaatte bulunmadı mı? O halde, onun yerine getirilmesi size çok mu uzun geldi, yoksa ALLAH’ınızda üzerinize bir gazap inmesini mi istediniz de bana verdiğiniz sözden neden vazgeçtiniz?
  87. Dediler ki: Biz sana vasiyetimizden caymadık, fakat Firavun’un kavminin ziynetlerinden aldık, biz de onları ateşe attık ve Samiri de böyle attı. 
  88. Ve onlar için böğürten bir buzağı heykelini çıkardı, ve onlar: Bu sizin ilahınız ve Musa’nın ilahıdır, fakat o unuttu dediler.
  89. O’nun kendilerine hiçbir sözü geri getiremeyeceğini ve onun kendilerine bir zarar ve yarar sağlamadığını görmediler mi?
  90. Harun onlara Musa’nın dönüşünden önce demişti ki: Ey kavmim, bununla ancak imtihan ediliyorsunuz ve şüphesiz Rabbiniz en merhametlidir, o halde bana ve O’nun emrime uyun.
  91. Musa bize dönünceye kadar buzağıya bağlılığımızdan asla vazgeçmeyeceğiz dediler.
  92. Musa dedi ki: Ey Harun, onların saptıklarını gördüğünde seni engelleyen neydi?
  93. Beni takip etmekten mi? O halde emrime itaatsizlik mi ettin?
  94. Harun dedi ki: Ey anamın oğlu, beni sakalımdan ve başımdan tutma. Doğrusu, İsrailoğulları’nın arasını ayırdın ve benim sözümü tutmadın ve beklemedin demenden korktum. 
  95. Musa dedi ki: Peki senin durumun nedir ey Samiri?
  96. Ben onların görmediklerini gördüm, ben de elçinin izinden bir avuç toprak alıp attım ve ruhum beni böyle ayarttı dedi.
  97. Musa dedi ki: “Git o zaman! Ve hayatının geri kalanında kesinlikle ‘bana˺ dokunma! diye ağlayacaksın. Ant olsun ki sizin de ahirette bir randevunuz var, yerine getirmekten geri kalmayacaksınız. Ve sadık kaldığınız ‘tanrınıza’ bakın. Onu mutlaka yakacağız ve bir üflemeyle denize savuracağız.
  98. Sizin ilahınız, ancak kendisinden başka ilah olmayan Allah’tır. O, ilim bakımından her şeyi kuşatmıştır.
  99. İşte ey Muhammed sana geçmişin haberlerinden böyle aktarıyoruz. Ant olsun, size tarafımızdan Kur’an’ı verdik.
  100. Kim ondan yüz çevirirse, şüphesiz o, kıyamet gününde günahının yükünü taşır.
  101. Orada ebedî olarak kalıcıdırlar ve Kıyamet Günü ne kötü bir yük taşıyacaklar!
  102. Borunun üfleneceği Gün biz, günahkarları korkudan masmavi toplayacağız.
  103. Kendi aralarında, Siz dünyada on günden fazla kalmadınız diye mırıldanacaklar.
  104. Ne diyeceklerini en iyi biz biliriz içlerinden en mantıklısı, Bir günden fazla kalmadın der.
  105. Sana dağlardan sorarlar, de ki: Rabbim onları bir üfürükle savuracak.
  106. Ve yeryüzünde sadece düzlük bırakacaktır;
  107. Orada bir ne çöküntüler ne de yükselmeler görülecek.
  108. Gün, herkes Çağrıya uyacaktır, ondan hiç sapmadan ve bütün sesler Rahman’ın huzurunda susturulacaktır; böylece bir fısıltıdan başka bir şey duyamazsınız.
  109. O gün, Rahman’ın izin verdiği ve sözünü kabul ettiği kimseden başkasına şefaat fayda vermez.
  110. Allah onların önlerinde olanı da, onlardan sonra olanı da bilir, fakat onlar onu ilim bakımından kuşatamazlar.
  111. Ve bütün yüzler, diri olan Allah’ın huzurunda alçaltılacaktır. Zulme düşenler ise hüsrana uğrayacaklardır
  112. Ama kim mümin olarak salih amel işlerse, o ne zulümden ne de mahrumiyetten korkmaz.
  113. Biz de onu Arapça bir Kur’an olarak indirdik ve içindeki uyarıları çeşitlendirdik ki, belki kötülükten sakınırlar ya da bu onları öğüt alır. 
  114. Hâkim olan Allah, her şeyden üstündür ve yücedir. Ve ey Muhammed, sana vahyi tamamlanmadan Kur’an’ı okumakta acele etme ve: Rabbim, ilmimi artır de.
  115. Ve daha önce Âdem’den bir söz almıştık, ama o unuttu; ve biz onda kararlılık göremedik.
  116. Hani meleklere: Âdem’e secde edin dediğimizde, İblis dışında onlar secde ettiler; o reddetti.
  117. Biz de dedik ki: Ey Âdem, gerçekten bu sana ve karına düşmandır. O halde sizi cennetten çıkarmasına izin vermeyin çünkü azap çekesiniz.
  118. Doğrusu, orada aç kalmamanız ve çıplak olmamanız vaat edilmiştir.
  119. Ant olsun ki, orada ne susarsın, ne de güneşten yanarsınız.
  120. Sonra Şeytan ona fısıldadı; Ey Âdem, seni ebedilik ağacına ve bozulmayan bir krallığa yönlendireyim mi? dedi.
  121. Âdem ve karısı ondan yediler, avret yerleri kendilerine göründü ve cennet yapraklarından üzerlerine örtmeye başladılar. Âdem de Rabbine isyan etti ve yanıldı.
  122. Sonra Rabbi onu seçti, ona mağfiret diledi ve onu hidayete erdirdi.
  123. Allah dedi ki: Cennetten inin; soyunuz birbirinize düşmandır. Ve eğer benden size bir hidayet gelirse, o halde kim benim hidayetime uyarsa, dünyada sapıtmaz ve ahirette azap da çekmez.
  124. Kim Benim zikrimden yüz çevirirse, şüphesiz onun için sıkıntılı bir hayat vardır ve biz onu kıyamet günü kör olarak toplarız.
  125. Rabbim, ben görürken beni niçin kör olarak yetiştirdin? der.
  126. Allah der ki: Sana ayetlerimiz böyle geldi de sen onları unuttun; ve bu gün de böylece unutulacaksınız.
  127. Ve haddi aşan ve Rabbinin ayetlerine inanmayanları böyle cezalandırırız. Ahiret azabı ise daha şiddetli ve daha kalıcıdır.
  128. Kendilerinden önce nice nesilleri meskenlerinde dolaşırken helak ettiğimiz onlara açıklanmadı mı? Doğrusu bunda akıl sahipleri için ibretler vardır.
  129. Rabbinden önceden verilmiş 1 bir hüküm olmasaydı ve önceden belirlenmiş bir süre olmasaydı, onların ‘anında’ azapları kaçınılmaz olurdu. 
  130. Öyleyse onların söylediklerine sabret ve güneş doğmadan ve batmadan önce Rabbini hamd ile tesbih et; ve gecenin vakitlerinde O’nu tesbih edin ve gündüzün sonlarında, ta ki razı olasınız.
  131. Kâfirlerden bir kısmına helâl kıldığımız şeylere gözünüz dikmesin. Onları imtihan ettiğimiz bu dünya hayatının geçici görkemi. Ama Rabbinizin ahirette rızkı çok daha hayırlı ve daha kalıcıdır. 
  132.  Ailene ve insanlara namazı emret ve orada sebat et. Senden rızık istemiyoruz; Biz sizi rızıklandırıyoruz ve en iyi sonuç, doğru olanlar içindir.
  133. Ve derler ki: Bize Rabbinden bir ayet getirse ne olur? Onlara daha önceki kitaplarda olanların delili gelmedi mi?
  134. Ve eğer biz onları önünde bir azap ile helak etseydik, onlar: Rabbimiz, biz rezil olmadan önce ayetlerine tâbi olmamız için bize ne diye bir elçi göndermedin? derlerdi.
  135. Ey Peygamber onlara de ki: Her birimiz bekliyoruz, o halde beklemeye devam edin! Yakında kimin doğru yolda olduğunu ve doğru yolda olduğunu bileceksin.

Taha Suresi Faziletleri ve Sırları

Taha Suresi’nin pek çok faziletleri, sırları vardır, birkaçı aşağıda verilmiştir.

  • Rivayet edildiğine göre Rasulullah (s.a.v) şöyle buyurdu: Gökleri ve yeri yaratmadan bin yıl önce Allah Taha ve Yasin surelerini okudu ve melekler bu okunuşu işitince Ne mutlu dediler. Bunu indirenlere ne mutlu, bunu taşıyan akıllara, bunu söyleyen dillere ne mutlu. 
  • Taha Suresini düzenli olarak okursanız, amel defteri sağ eline verilir, hataları affedilir ve kalbinin çekişmesinin karşılığı verilecektir.
  • Evlilik için Taha suresini ne zaman okumalısınız? En iyi zaman onu evlenmeden bir yıl önce okumaktır. İnşaAllah 3 ila 12 ay içinde kendinize en uygun ve hayırlı eşinizi bulacaksınız.
  • Evlilikten sonra ortaklar arasında güçlü bir bağ kurulmasına yardımcı olmasıdır. İlişkideki tüm karışıklığı ve olumsuzluğu siler ve daha sağlıklı hale getirir.
  • Taha Suresi’ni yeşil ipek bir kumaş üzerine yazıp, onu boynunuza takar ve evlilik için görüşmesi giderseniz, sonuç onun lehinde olur; ya da kavga eden iki grubun arasına girerse, savaşmayı bırakırlar; ya da yetkili bir adamla görüşmeye giderse adil muamele görür ve olumlu sonuçlar alır.

Taha Suresi Tefsiri

Allah bu sureyi, nihayetinde Kur’an’ın Hz. Muhammed (s.a.v.) için bir hüsran kaynağı olmayacağını ve onun başarı tecrübesinin Peygamberliklerinin ilk dönemlerinden başlayarak, hem Hz. Musa’nın hem de Hz. Muhammed’in (s.a.v) ilk vahiylerini başlatan aynı şeyleri paylaştığını öğreniriz; Musa (a.s)’e Tuva vadisinde, Hz. Muhammed (s.a.v)’e Ḥirâ mağarasında idi.

Ayrıca Hz. Musa’nın görevinin ne kadar göz korkutucu olduğunu da öğreniyoruz: Mısır’a dönüp Firavun’u İslam’a davet ederek İsrailoğullarını özgür kılmak kolay değil.  Bu görevi kendi başına başarma olasılığı imkânsız gibi görünüyor.  Ama Allah yanında olunca başarının kaçınılmaz olduğunu görüyoruz.  Aynı şekilde Hz. Muhammed’in (s.a.v.) Arapları İslam’a davet etme ve yüzlerce yıldır taptıkları putları terk etme görevi çok büyük bir imtihandır ama Allah’ın yardımıyla onun başarısı yazılıdır. 

Allah, Hz. Musa (a.s.m.)’a çocukluğundan beri nasıl sürekli O’nun koruması altında kaldığını hatırlatmaktadır.  Bir bebeğin nehirde kendi başına yüzdüğü ve daha sonra kendisi gibi bebeklerin öldürülmesini alenen emreden adamın evinde bulunup büyütüldüğü ve korunduğu ihtimali düşünülürse, bunun imkânsız olduğu düşünülürdü. 

Ancak bu, Allah’ın izniyle gerçekleşen Hz. Musa (a.s.)’ın kıssası ve Allah onu daha bebekken Firavun’un evinde koruduğu gibi, Hz. Musa da onu Peygamber olarak korumaya devam edeceğinden hiç şüphe duymamalıdır. 

Allah onu ve kardeşi Harun’u söz verdiği gibi korumuş ve Firavun’u sayısız mucizelerle karşı karşıya getirdiklerini öğreniyoruz.  Ancak bunların hiçbiri kalbini etkilemedi.  Bu mucizelerin doğası gereği inandırıcı olmadığına dair olası şüphelere karşı Allah, Firavun’un bu mucizelerin ne kadar kesin olduğunu istemeden nasıl kanıtladığını bize açıklamaktadır. 

Firavun, bu mucizelerin gerçekten Allah’tan olduğunu tasdik eden ve O’na teslim olan Hz. Musa’ya karşı büyücüler topladı!  İşte Allah, hasımlarının tuzaklarını onların aleyhine çevirdi.  Aynı şekilde, Hz. Muhammed’e (s.a.v.) karşı yürütülen herhangi bir komplonun da benzer şekilde başarısız olması beklenebilir. 

Hz. Muhammed (sav)’in hayatı ile Hz. Musa (a.s)’ın hayatı arasında daha fazla paralellik görüyoruz. Hz. Musa (a.s) gibi, Hz. Muhammed (sav)’e de yurdunu terk etmesi ve müminleri için daha güvenli olacak mübarek bir ülkeye hicret etmesi ilham edilmiştir. 

Ayrıca Hz. Musa kavmine yeni ilahi kanunlar getirmiş ve münafıklara karşı inanç temelli bir medeniyetin çerçevesini oluşturmak için mücadele etmiştir.  Peygamber (s.a.v.) yıllar sonra Medine’de de aynısını yaptı.

Son olarak, inançsızlığın şampiyonları olan Firavun ve Samiri’nin her ikisinin de trajik bir sonla karşı karşıya olduğunu keşfederken, Musa ve onun gerçek takipçileri eninde sonunda ödüllerini bu hayatta ve sonrakinde toplamak için yaşarlar. 

Allah, bundan önceki birçok surede yaptığı gibi, Kıyamet Günü temasını yeniden gündeme getirmektedir.  Bunun hikmetlerinden biri, Hz. Peygamber’in (s.a.v.) muhaliflerinin inançsızlığının esas olarak onların dirilişi ve ilâhî hesabı inkâr etmelerinden kaynaklanmış ve güdülenmiş olmasıdır.  Müşrikler ise ona hiç inanmamışlar, Yahudiler ve Hıristiyanlar ise onun gerçekliği hakkındaki gerçekleri çarpıtmışlar ve işleyişinin ayrıntılarını uydurmuşlardır. 

Allah, o gün hükmedeceği tam yetkiyi tarif eder.  İnsan artık ne hareketlerine ne de sözlerine hâkim olmayacak, tamamen Allah’ın takdirinde oldukları ortaya çıkacaktır. 

Son olarak Allah bizi Âdem ile Havva kıssasına yönlendirir.  İblis’in onları sapıklığa sevk etmek için benimsediği materyalizm stratejisinin, kendilerinden sonraki nesilleri aldatmak için kullanmaya devam ettiği stratejinin aynısı olduğunu hatırlatır. 

Allah, bizim o yolu bilerek ve isteyerek reddetmemizi istiyor ve bu yüzden bize ilham verecek pek çok ayetler veriyor ve onların hatalarına tekrar düşmememiz için bizden öncekilerin hikâyelerini açıklıyor.  Ancak insanlar O’nun hidayetini inkâr etmekte ısrar etseler de, yine de onlara mühlet verir. 

Onlara yeniden düşünmeleri için bu ek fırsatı vererek, Hesap Günü geldiğinde onları mazeretsiz bırakıyor.  O, onlara bir Peygamber (s.a.v.), apaçık bir hidayet kitabı ve nelerin beklendiğinin ayrıntılarını verdi.  O halde, kim o Güne hazırlanmak ve başarılı olmak isterse, dua etsin ve boyun eğsin ve o Günün yaklaşmasını görmezden gelen, kendi sonunu yaşadığında Firavun’un yaptığı gibi ibret alır.

18140