Kahraman Tazeoğlu Sözleri
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Kahraman Tazeoğlu Sözleri Ünlü sözler, insanların hayatında silinmeyen izler bırakan önemli kişiler tarafından insanlığa bırakılmış en önemli edebi miraslardan birisidir. Eserleri, yaptıkları ve söyledikleri ile insanların hayatında derin izler açmayı başaran önemli isimlerden birisi de Kahraman Tazeoğlu olmuştur. Kahraman Tazeoğlu sözleri, okurları tarafından adeta dillerine pelesenk olmuş ve akılda kalmış sözlerdir.
İçeriğimizde ve Kahraman Tazeoğlu Kahraman Tazeoğlu Sözleri Kahraman Tazeoğlu Kitapları Kahraman Tazeoğlu ile ilgili bilgiler bulabilirsiniz.
10 Mayıs 1969 doğumlu olan Kahraman Tazeoğlu; hem bölgesel hem de ulusal radyolarda program yapımcılığı ve sunuculuk yaparak kendisini tanıtmayı başarmıştır. Haber spikerliği, şiir programları, program yönetmenliği yapan Kahraman Tazeoğlu, 2001 senesinde “Seni İçimde Terk Ediyorum” adlı ilk şiir kitabını çıkarmıştır. Kitaplarında dile getirdiği sözler de okuyucuların aklında gelmiş, etkili sözler haline gelmiştir.
İnsanlar; sevdiği ve duymaktan mutlu olduğu sözleri sürekli okumaktan ve tekrar etmekten adeta haz alırlar. Kahraman Tazeoğlu’nun okuyucularına sunduğu sözler de insanların sürekli okusalar da her seferinde haz duydukları ve her seferinde aynı şekilde etkilendikleri sözlerdir. Söylediği her sözün ayrı bir anla ifade ettiği Kahraman Tazeoğlu sözlerini bizler de sizler için sitemizde derledik ve sizlere sunduk.
Editörün Seçimi ile En Romantik Kahraman Tazeoğlu Sözleri
- “Aşk, onun için yapabileceğin en iyi şarkıyı yazmaktır.”
- “Gözlerinden dökülen bir damla yaş, kalbinin en güzel şiiridir.”
- “Sevgilinin sesine ait en güzel ezgi, kalbinin attığı ritmdir.”
- “Sevgi, yalnızca söylenen değil, yapılan bir şiirdir.”
- “Her aşk, bir masaldır ve o masalı güzel yapan, içindeki o sihirli kelime ve cümlelerdir.”
- “Aşk, sessiz bir şarkıdır ve o şarkıyı dinlemek isteyen kalptir.”
- “Birlikte yaşanan anılar, kalbin en güzel romanını yazar.”
- “Birini sevmek, en güzel ve en kusursuz yazılmış şiirdir.”
- “Aşk, kalbinin yarısını başkasına verip, geri kalanını özlemek ve beklemektir.”
- “Aşk, kelimelerin sığamayacağı kadar büyük bir şarkıdır.”
- “Gözlerinde kaybolan bir aşk, kalbinin en güzel yolculuğudur.”
Kahraman Tazeoğlu’nun şiirleri ve sözleri, romantizm ve aşk temalarına odaklanırken, duygusal yoğunluğu ve içtenliği ile dikkat çeker. Aşkın güzelliklerini, kalbin derinliklerini ve insan ilişkilerinin karmaşıklığını anlatan sözleri, okuyuculara ilham verir ve duygusal bir etki bırakır.
Kahraman Tazeoğlu Sözleri
- En dipteysen düşemezsin.
- Gelişi güzeldin sen sevgilim gidişi değil.
- Şimdi ne bugünsün ne de yarın.
- Aklım kara kış ellerim seni üşüyor bugün günlerden soğuk.
- Rastgele sevilmedin ki rest çekilip gidilesin.
- Acının yan etkisi güçlü bir karakter armağan etmesidir size.
- Belki de sen aşka aşıktın ben üstüme alındım.
- Kendi eksiklerine bakmadan başkalarında mucizeler arama.
- Öyle fakirdi ki çocukluğum ecel gelse almazdı.
Yeni hayatlar görmeye değil gördüklerimi unutmaya gidiyorum.
Olsa olsa sadece bir yarım ya da eksilen yanım.
İnancı kırılmayan hiçbir aşk bitmezdi oysaki. İnancımı da alıp gitmeseydin!
Sen bana rağmen kendine iyi bak. Ben sana rağmen hoşça kalırım.
Vakit kaybı değildin hiçbir zaman ama belki biraz hayal kaybıydın benim için.
Sen benim görmek için bakmaya bile gerek duymadığım ezberimsin.
Özledin mi beni dedim sustu! Nefesini en derinden aldı ve Özlenmez mi dedi!
Korkma ve sen sana gözlerimden bak! Gör nasıl seveceksin kendini.
Git artık yar sustuklarını bana harcama. Yaslanma gözlerime bu yükü kaldıramam.
Pişman değilim seni sevmekten. Sen adıma yakışan en derin yarasın.
Ben seni sevmemek için neden aradıkça ve nedenler buldukça seni daha çok sevdim!
Gerçek aşık içinden geldiği kadar aşıktır diğerleri elinden geldiği kadar.
Son sigaram gibiydin sen sevgili kıyamazdım içmeye. O cebimde kırıldı sen kalbimde.
Kimseyi bir başkası gibi sevmemeli insan. Çünkü kimse bir başkası değil.
Sen benim hayata en uzun merhabamdın. Beni kısacık bir elvedaya nasıl sığdırabildin?
Ne içimden terk edebiliyorum seni ne de terk ettirebiliyorum sana içimi!
Hiç kimsenin iyi gelmediği yerden sarıyorsun yaralarımı. Hiç kimsenin dokunamadığı yerden kanatıyorsun sonra.
Gözlerine şiirler yazmıştım yazma dedi sözcüklerim akmaya başlarsa gözlerimden cümlen olurum dedi.
Hiç düşünmemiştim bir isim ve iki bağlacın yan yana gelip de içimi bu kadar acıtacağını ta ki sen elveda diyene kadar.
Birbirimize birkaç aşk kadar geç kalmış olmasaydık… Eğer kaybetme korkum olmadan sahip olabilir miydim sana?
Kimi giden kendisinden sonra gelecek daha iyi birine yer açar. Kimi giden de kendisinden sonra gelecekleri bile götürür.
Bugün bizi beraber görenler yarın kimdi o diye sorarlarsa beni detaylı anlatma. Kısaca ömrümün geri kalanı dersin.
Ben uslu bir aşıktım gel dedin geldim sev dedin sevdim bit dedin bittim şimdi unut diyorsun ya yaramazlığım tuttu unutamıyorum.
Eğer insan unutmak istemezse bir günü bile hatırlar on yıl sonra… Ve unutmak isteyen bir günde unutur on yılı.
Evdeki bayat ekmek gibiydin. Ben sana nimet deyip başımın üstünde tutarken sen gidip başkalarının çöplüğünde küflenmeyi tercih ettin.
Bir uçurum gibi bahsetti benden düşmekten çok korktuğu ama bir çocuk gibi kıyısında oynamaktan asla vazgeçmediği.
Şimdi söyle bu denizin dibinde bu geminin kırık dökük güvertesinde bu yırtık yelkenle bu yönsüz rüzgârın içinde bu aşk nereye gidiyor usta?
Çok mu saftım yoksa çok mu kaptırdım. Sahi ya uzun uzun gözlerine dalardım. Ne bileyim işte bir vardın şimdi yoksun.
Hiç buluşmadığımız bir yerde hiç bilmediğin bir saatte seni bekliyorum. Gelmen pekte anlam ifade etmiyor. Ben seni beklemeyi hala çok seviyorum.
Biliyorum yarın yeni bir gün doğacak hikâyeleri inananı kanatır ancak. O yüzdendir sadaka vaatlere tenezzül etmeyişim.
Gözyaşların süzülüyor saçlarına doğru. Her bir damla dağlıyor beni. Bin parçaya ayrılmış bedenimin tek bir parçası bile dokunamıyor sana. Öyle uzağındayım ki.
Affet. Bende sevgiler mevsimlik değil. Öyle hiçbir saat dilimiyle kıyaslayamam düşlerimi. Sığdıramam ki seni bir ömre.
İki ayrı uykuda iki ayrı rüyanın birbirine dokunması gibiydi aşk. Sen bunu bilmiyordun. Toydun. Aramızdaki fark buydu Sen ateşin yaktığını bilirdin ben ateşte yanmayı.
Sustu aşkı sensizliğe acılan kapılar ardında çömelen ıssız karanlık dilime kilitler vursa da dinmeyecek içimin kırgın yalnızlığı.
Aramadığın yerlerde olmayı seçiyorum nedense. Karşılaşma ihtimalimizin olmadığı. Olamayacağı. İlk ışıktan sağa dönüyorum hep. Senden değil seninle karşılaşmaktan korkuyorum.
Aşka inanmak kendini sevmektir yüzündeki ünlemi bozmadan. Bilmez misin? Sana aşkın iki kişilik bir yalan olduğunu öğretmediler mi? Neden her seferinde kanıyorsun öyleyse?
Ben seni yere göğe sığdıramazdım sen benim üstüme basıp da mı geçtin? Söyle ne zaman başladın ne zaman bittin? Zaten geç kalmıştın bir de erken gittin. Canıma tak ettin ayrılık inan yettin.
İdama giderken hislerim güneşim yüzünü görmeyi bekledim hep. Kalemi kırık bir aşkı mühürledim yüreğime. ? Unuttum? diye haykırırken bile unutmadığımı ispatlıyordum kendime.
Şimdiyi yok saymak yarını ertelemek ve fotoğrafların sınırlı karelerinde senli dünleri yaşamak da yalnızca yalnızken yapılacak akıl karı bir deliliktir ve delilik yalnızlığın en yalın tanımıdır!
Bana geldiğin yol aşk izlerinle doluydu. Bir dolu aşkın izini örtüyordu şiirlerin. Gelmek eylemi pörsümüştü adımlarında Oysa ben gelişini milat sayacak kadar başlıyordum aşka.
Giderek değil unutarak vesaire leştirdin sen bu aşkı. Sen uçurumlarından Ben denizlerine düştüm. Kendi içimde boğulacak bir ölümü mü hak ettim Rabbim! Onu kendimi kendi içimde boğacak kadar mı sevdim?