İsyan ile İlgili Sözler

İsyan ile İlgili Sözler Dilediğiniz her şeyin gerçekleştiği bir hayat düşünün. Tüm isteklerinizin ve beklediklerinizin birer birer gerçekleştiği bir hayat. Sevdiklerinizin yanınızda olduğu, sizi iyi geçindirebilecek bir maaşla az çalışıp çok para kazandığınız bir işte olduğunuz bir hayat. Beklemediğiniz hiçbir şeyin gerçekleşmediği sizi üzecek hiçbir olayın vuku bulmadığı bir hayat.

Ne yazık ki… Bunların en fazla ikisine sahip olabiliyor insan aynı anda, üçüne sahip olanlar belki de en şanslı olanlar. Karşı çıkma ve baş kaldırma hayatın muhakkak bir yerinde sürüklendiğimiz ve tepki vermekten kendimizi alıkoyamadığımız durumlarda ortaya çıkan bir duygu durumu. Bu durumlarda bizi en iyi ifade edebilecek şey ise isyan ile ilgili sözler. Çünkü kişi ne olursa olsun içinde yaşadığı karmaşayı bir şekilde dışa vurmak için kendini ifade edebilecek güzel sözler arar. Bulduğunda ise benzer durumları yaşamış başka insanları da gördüğünden bir nebze de olsa rahatlar. İsyan etmek veya baş kaldırmak engel olamadığımız, sahip olamadığımız, alıkoyamadığımız birtakım olaylar sonucunda gerçekleşir. Bu gibi durumlarda en iyi yöntem duygu yükselişini en az bir başkasından daha duymak, anlaşıldığını bilmektir.

İsyan ile İlgili Sözler
İsyan ile İlgili Sözler

Editörün Seçimi İsyan ile İlgili Sözler

  1. “İsyancı olmayan bir toplum, köle bir toplumdur.” – Thomas Jefferson
  2. “Bir isyanın başlaması için sadece bir kıvılcım yeterlidir.” – Unknown
  3. “Kendinizi zincirlerden kurtarmadan, başkalarını özgürleştiremezsiniz.” – Malcolm X
  4. “İsyan, köleliğe karşı başkaldırmanın yüce bir ifadesidir.” – Mahatma Gandhi
  5. “Bir isyan, adaletsizlikle dolu bir dünyada umudun ateşini yakar.”
  6. “İsyan, dönüşüm ve ilerlemenin kaynağıdır.”
  7. “İsyan, değişimin öncüsü ve bireyin kendini ifade etme yoludur.”
  8. “İsyan, doğru ve adil olanı arama cesaretidir.”
  9. “İsyankar ruh, toplumun sınırlarını zorlayan ve dönüşümü başlatan güçtür.”
  10. “Bir isyan, adaletin peşinden gidenlerin yoludur.”

Bu sözler, adaletsizlikle mücadele, özgürlük arayışı, dönüşüm ve bireysel ifade arzusu gibi temaları yansıtır. İsyankarlık, değişim ve ilerleme için gerekli olan toplumsal ve siyasi dönüşümün itici gücü olarak görülebilir. Ancak, isyanın da yapıcı ve barışçıl bir şekilde gerçekleşmesi, toplumun refahını ve adaletini gözetmesi önemlidir.

İsyan ile İlgili Sözler

  • Manşet: Ve bir gün kalem diyecek ki bu kadar yazdığın yeter. Artık çiz gitsin.
  • Ölmek için sebebim yok ama yaşamak içinde sınırdayım.
  • Hasretin acıya boğmuşsa beni; gelmezsen unutmak hakkım değil mi?
  • Artık herhangi bir hayale kucak açamayacak kadar yorgunum.
  • Bir şeyden çok eminim, kendimi üzdüğüm kadar kimseyi üzmedim hayatta.
  • Edepli edebinden susar, edepsiz de ben susturdum zanneder.
  • Madem çaresizliğe hüküm giymiş bu hayat, o zaman ölmek için yaşamak gerek.
  • Seni benim kadar sevenler, sana benim kadar hasret kalsın.

Madem çaresizliğe hüküm giymiş bu hayat, o zaman ölmek için yaşamak gerek.

Ağlama dik dur yüreğim. Git ve de ki, özledik ama daha ölmedik.

Samimiyet istiyorum artık. Boğuldum dili süslü ama yürekleri boş insanlardan.

Hayat tesbih gibidir. Bazen çekmek, bazen de sallamak gerekir.

Yaradan’a sitem etme günahkâr olursun her güzele gönül verme isyankâr olursun.

Sen geceyi bana bela ettin. Bense sana olan her şeye lanet ettim.

Ömrümde yapabildiğim en güzel şey adına ve aşkına isyan etmek isyankâr olmak.

Suskunluk soylu bir meydan okumadır. Ama soysuz insanlara işlemez.

İsyan etme ey gökyüzü uğraşma bu kadar mümkün değil benim kadar ağlayamazsın.

Dışımda kahkahalardan bir suret, içimde kan ağlayan bir çocuk var.

Ne “hoşçakal” ne de “mutlu” kal. İşte aynen benim gibi “çaresiz” ve “yalnız” kal.

Dünyan öyle bir kararsın ki, seni aydınlatan tek ışık gözlerim olsun.

Aşk sevgiye isyanda, ağlıyor gökler, yavaşça güneş batmakta, gök karanlık ay ağlamakta.

Dönüp dolaşıp aynı noktaya geliyorsan… Giderken aldığın ” Ah “tandır.

Dünyada iki kör tanıdım; biri beni görmeyen şen, biri de senden başkasını görmeyen ben.

Başını göğsüme yasladığında tek bir düşmanım vardır geçip giden zaman.

Utanırım, söyleyemem yaşadığım yalnızlığı, kelimeler yetmiyor ki, bu mu sevda dedikleri.

Yok, kimseye isyanım, isyanım kendime nasıl kandım senin o tatlı sözlerine!

Bu hayatta hep dik duracaksın. Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki eğildiğin anda sırtına binerler.

Üç kuruşluk insana beş kuruşluk değer verirsen kalan iki kuruşa da seni satar!

Şu yalan dünyaya, mutluluğumuzu engelleyenler, savaşları başlatanlar isyanım sizleredir.

Gel isyanım ol, gel günahım ol, ne gelirse gelsin başıma sonunda sebep yeter ki sen ol.

Tutar yönünü şaşırır hasret cehennemine düşersin. Sonra o kadar uğraş ki o yangını söndüresin.

Ecelle sözlü ölümle, tesadüfen doğdum yaşamak zorundayım, alayına isyan kralına ölüm.

Seni seninle sevmeme engel oldun ama ben seni sensiz de sevebiliyorum, buna da engel olabilecek misin?

İnsan ya aşık olmalı yada sevmeli, insan ya nefret etmeli yada isyan bayrağını çekmeli!

Ne seni sevene düşmanım, ne de seni sevdiğime pişmanım, sadece senle olmak varken, sensizliğedir isyanım.

Biz deli rüzgârların deli dalgaların adamıyız sevdik mi destan kızdım mı katliam oluruz.

Bir gün bir rüzgâr eserse oralara benim sana olan sevgimi fısıldarsa kulağına unutma sende bana bir tutam sevgi yolla.

Eğer beni bu sokakta, bu semtte, bu şehirde bulamazsan sevgilim bil ki ben, gözlerinin daldığı yerdeyim.

Aynı ülkenin şehirleriydik. Ben sürgün yeri, sen başkent… İlk isyan hep sende başlardı, cezasını çekmek bana kalırdı.

Yaprak döken gençliğimin satır aralarında altı kırmızıyla çizilmiş ve tırnak içine alınmış suskunluğumun baş harflerisin.

Yanına gelecek yüzüm yok. Benim çoktan doldu tanrım günah defterim, öyle çok günah işledim ki ben isyan etti günah defterim.

Sevgilim baş çeker, naz ederse, gamlara atar, kararsız korsa beni, bir kez olsun ah demem, inat için. “Ah’a” da kızmışım ben!

Yağmurdan sonra büyürmüş başak, sevgiler zamanla olgunlaşırmış… Bir gün gözlerimin içine bak anlarsın ölüler niçin yaşarmış.

Gül bahçesinde geçse de ömrüm, inan üstüne gül koklamam gülüm, seni koklamak olsa da ölüm, uğrunda ölmeye değer gülüm.

Ayrılıklar küçük sevgileri öldürür ama büyük sevgileri güçlendirir. Tıpkı rüzgarın mumu söndürüp yangını güçlendirdiği gibi.

Sarı giyer güneş olursun, mavi giyer deniz olursun, siyah giyer matem olursun, kim bilir belki bir gün, beyaz giyer benim olursun.

Sana seni anlatamam isyan edersin, aşkı tekrar istemem ziyan edersin, seninle vardım seninle soldum, bir varlığım yok ki muradım olsun!

Yalnızlık gecelerin, ümit bekleyenlerin, hayal çaresizlerin, yağmur sokakların, tebessüm dudakların, sen ise yalnız benimsin bir tanem.

Ağlamak isyansa her gün ağlıyorum, gülmek bir oyunsa o oyunu hiç bilmiyorum, sevmek suçsa beni affetme çünkü seni her şeyden çok seviyorum.

Rüyalarını gül yapraklarıyla yatağını papatyalarla süsledim, üzerini sevgiyle örtüp tüm kâbusları aldım ki en güzel rüyaları sen göresin.

Eğer çölde bir çiçek olsan; seni kaybetmemek; için gözyaşlarımla sulardım eğer gözümdeki bir damla yaş olsaydın; seni kaybetmemek; için hiç ağlamazdım.

Seni düşünür, seni özlerim, sevgilerin özlemlerin derinliğinde ne olur kır şeytanın bacağını bir kez beni hatırla, bir sonbahar serinliğinde.

Güller hep ellerinde açsın ama dikenleri batmasın sevda hep seni bulsun ama seni yaralamasın mutluluk hep yüreğine dolsun ama beni unutturmasın.

Boynunda bir yaftayla bin cezaya hüküm giyen isyanların sesiyim. Yitik sevdalarda bir yüzüm adı bile bilinmeyen ve hep aşka mahkûm ve hep… Affedilmeyen.

Ölsen bile benden kurtulamazsın kefen olur bedenini sararım. Yağmur olur üzerine yağarım. Çiçek olur mezarında açarım. Ölsen bile benden kurtulamazsın.

Yanında benden yakın başka biri de olsa, her şeyi inkâr etmiş inandırmış olsan da ve ona duygulanmış sevdalanmış olsan da, biliyorum bu gece beni düşüneceksin.

Yıllar vardır nasıl geçtiğini bilmezdim, bir gün vardır yaşamın anlamını değiştirdi bana dair; hissetmediğimi, bilmediğimi yaşattı, işte o ani şenle yaşadım şenle.

Kim bilir hangi akşam güneşle beraber bende söneceğim kim bilir hangi ellerden son suyumu içeceğim, belki göremeden öleceğim fakat yine de seni ebediyen seveceğim.

Sevmek öyle bir şey ki onsuz bir hayat düşünmek bile zehir olur insana. Üstüne üstelik hasret varsa sevgimin arasında… Dokunmayın içimdeki kimsenin duymadığı isyanıma!

Gece midir insanı hüzünlendiren, yoksa insan mıdır hüzünlenmek için geceyi bekleyen? Gece midir seni bana düşündüren yoksa ben miyim seni düşünmek için geceyi bekleyen?

Kaybolur zaman saçlarında gözlerim sokaklarda sebebi isyan aşkım içim yanar, içim kanar da isyan! Geriye bir avuç yalan beni bu derde sen attın da, gittin ya kafam hep duman.

Huzur içinde ellerimi kavuşturuyor ve bekliyorum, rüzgâra, gel gide ya da denize aldırmıyorum ve artık zamana ya da kadere isyan etmiyorum, bana ait bana gelecek çünkü.

Ben öyle bir zerreyim ki, bütün âleme isyan etmişim! Havaya, toprağa isyan etmişim! Ateşe, suya isyan etmişim! Altı yöne isyan etmişim! Beş duyuya isyan etmişim! Mevlana

Duy beni kalleş karanlık duy beni ey yalnızlık. Sabahı bir gelin türkü çığıracak kaval sesiyle, toylar kurulacak günün ilk güneşiyle ve yürekler tutuşacak, yürekler yanacak aşk ateşiyle

Bir gün benden ayrılırsan sanma ki ardından ağıt yakarım dünyaya bir pembe gözlük takıp sana şu lanet sözleri yağdırırım. Evlendiğin kişi Azrail, damatlığın kefen, kurduğun yuva mezarın olsun.

Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer, aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun? Etme! İsyan et ey arkadaşım, söz söyleyecek an değil aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun, etme. Mevlana

Önce düştüğümde kalkmayı öğrendim sonra aleve dokunduğumda acıyı sevmeyi öğrendim sevilmeyi sonra terkedilip beklemeyi sayende unutulmayı da öğrendim her şeyi öğrendim de yalnız unutmayı öğrenemedim.

Bir ses beklemek senden… Soluk beklemek. Suskunluğun en acımasız olduğu zamanlardayım. Hiç bu kadar uzun susmadın sevdiğim. Hiç bu kadar uzun gitmedin bilmediğim yerlere, gözlerimi götürmeden yanında

22824