İstiklal Savaşında Zeybekler Tablosunun Sahibi Kimdir?

Bilgi yarışmaları pek çok alanda sorularla karşılaşmamızı mümkün hale getirebiliyor. Özellikle sanatla ilgilenenlerin bildiği fakat resimle pek ilgisi olmayanların fikir sahibi olamadığı bir soru Kim Milyoner Olmak İster yarışmasında bizlerle buluştu. Burada İstiklal Savaşında Zeybekler isimli, Türk resim tarihinin önemli örneklerinden birisinin kime ait olduğu soruldu.

Bu içerikte ve İstiklal Savaşı Zeybekler Tablosu Sahibi Kimdir Tablo Zeybekler Savaş 8 detaylı bilgiler bulabilirsiniz.

Soru: Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘’Kurtuluş savaşında yiyecek tek lokma bile bulamadığımız dönemler oldu. Niçin böyle semirmiş bu atlar’’ diye yorum yaptığı İstiklal Savaşında Zeybekler tablosu hangi ressama aittir?

  • Fikret Mualla
  • Bedri Rahmi Eyüboğlu
  • İbrahim Çallı
  • Nuri İyem 

Sorunun doğru cevabı C şıkkı İbrahim Çallı. 

İstiklal
İstiklal Savaşında Zeybekler Tablosunun Sahibi Kimdir?

İbrahim Çallı Hakkında Bilgi

İbrahim Çallı henüz ufak bir çocukken başlayan resim tutkusunun peşinden giden, 13 Temmuz 1882’de Denizli Çal’da doğmuş Türk ressamdır. Hayatını kaybettiği 22 Mayıs 196’a kadar İstanbul’da sayısız sanat eserine imza atmıştır. 

İbrahim Çallı’nın okul hayatı ise gözlerini dünyaya açtığı Çal’da başlamıştır. Burada Rüştiye eğitimini tamamlamış ve akabinde Mülki İdadi’yi bitirmek için İzmir’e gitmiştir. İbrahim Çallı’nın ailesi onun her zaman bir asker olmasını istiyor ve eğitimine askeri okulda devam etmesi için baskı yapıyordu. Onları dinleyerek İstanbul’un yolunu tutan Çallı hayatının hiçbir evresinde vazgeçmediği resimden bu dönemde de vazgeçmemiştir.

Öyle ki İstanbul’a ilk geldiği andan itibaren kalmaya başladığı handa aynı zamanda kendisi gibi okul okuyan ve Vefa İdadi’sinde öğrenci olan çok sayıda insan vardı. Handa kalanlar arasında resme ilgisi olanlardan dersler almaya başlayan İbrahim Çallı kısa süre içerisinde bu tutkusunun büyük sonuçlar vereceğini biliyordu.

Ancak o dönemlerde bile İstanbul yaşanılası zor şehirler arasındaydı. Parası gasp edilen ve beş parasız bir şekilde büyük şehirde kala kalmış olan Çallı bu sorunu çözebilmek için Arzuhalcilik yapmaya başladı. Arzuhalcilik ile geçimini sağlarken kendisini adliyede kâtip olarak bulan ve aynı zamanda pek çok ek iş yapan İbrahim Çallı’nın hayatı ise Ermeni asıllı bir ressam sayesinde değişti.

Ressam Roben efendi aslen Ermeni olan ve İstanbul’da yaşayan, alanında oldukça başarılı bir ressamdı. İbrahim Çallı onun öğrencisi olmak istedi ve derslere başladılar. Bu süreçte Şeker Ahmet Paşa’nın oğlu olan İzzet bey ile tanışması ise hayattaki en büyük bir diğer şansı olarak tanımlanabilir. Zira İzzet beyle kurdukları dostluk İbrahim Çallı için Şeker Ahmet Paşa ile aynı ortamda bulunabilme şansı doğurdu.

Bunun üzerine Şeker Ahmet Paşa günümüzde de sanat eğitimi denilince ilk akla gelen isim olan Mimar Sinan Üniversitesi’nin o dönemki varyasyonu olan Sanayi-i Nefise mektebinde öğrenci olarak yer almaya başladı. İbrahim Çallı öyle büyük bir resim tutkusuna sahipti ki okuduğu bölümün normal süresi 6 yıl olmasına karşın kendisi 3 yıl içerisinde mezun olup bitirdi. 

O dönemler halkın en büyük artısı ise ikinci Meşrutiyet olmuştu. Zira sadece siyasal ve düşünsel değil aynı zamanda sanatsal olarak da özgürlüklerin kapsının aralandığı dönem buydu. Tam anlamıyla altın çağlarını yaşayan İbrahim Çallı o esnada ülkemizde de ilk kabul edilen Osmanlı Ressamlar Cemiyetine dahil olarak üye konumuna erişti. 

Ki Osmanlı Ressamlar Cemiyeti’nde yer alan ve üyeler arasına kabul görmüş olan İbrahim Çallı yanında kendisi gibi yetenekli olan ve tamamı Sanayi-i Nefise mektebini bitirmiş çok sayıda arkadaşıyla cemiyete girdi. Bunlar arasında İbrahim Çallı dışında dikkat çeken isimler ise Müfide Kadri, Sami Yetik, Mehmet Ali Laga, Şevket Dağ, Feyhaman Duran, Hikmet Onat, Hüseyin Avni Lifij, Agalı Bey, Nazmi Ziya Güran, Mehmet Ruhi Arel, Hüseyin Zekai Paşa, Ahmet Ziya Akbulut ve Halil Paşa bulunuyordu. Tüm bu genç ressamlar ve yetenekler Osmanlı ressamlar cemiyetine Ressam Ruhi tarafından tavsiye edilmişti. Türkiye’de sanatsal, düşünsel ve siyasal anlamda daha özgür bir ortamın oluşmasına vesile olan ikinci meşrutiyetin en değerli adımlarından birisi de bu cemiyetti. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir