Dertli Sözler

Dertli Sözler İnsanoğlunu yansıtan en dürüst ayna sarf ettiği sözlerdir ve bu sözler, söyleyenin içindeki derdi kederi dışa vurur. Öyledir ki anlattığımız kederle kederlenir bazen insan. İşte dertli sözler böyle şeffaf kılar dertlerimizi. Benliğimizi yansıtacak gerek güzel sözler gerekse hüzünlü sözleri bulmak için yer yer uğraşırız, hatta bazen kitapların cümlelerin arasına dalarız. Peki ama bu sözler herkeste aynı hisleri uyandırır mı? İnsanlar dile getirdikleri sözleri ne kadar içinde hisseder de dışarı yansıtır diye düşünmemeli. Hakikaten etkileyici olan birçok cümle vardır.

İnsanoğlu kendini ifade edebilmek için kelimeleri cümleleri bir araya getirip onları kalbinin, fikrinin aynası kılmaya çalışmaktadır. Gerek üzüntüleri gerek dertleri kederleri veya diğer duygularını bu şekilde dışa yansıtıyor. Kimi zaman sözlerin ne kadar etkili olacağını bilmeden göndermeler de yapıyor. Ve bu manidar sözler, duyması ve anlaması gerekenler tarafından üstlerine alınmıyor, es geçiliyor. İşte o zaman biz, o kederli sözler gibi kederleri yüklenip öylece kalıyoruz. Her ne derinlikte olursa olsun cümleler, hak ettiği değeri görmeli ve hak ettiği gibi anlaşılmalı.

Dertli Sözler
Dertli Sözler

İşte Editörün Seçimi Dertli Sözler

  1. “Dertlerim, kalbimin sessiz feryatlarıdır.”
  2. “Bir gülüşün ardında binlerce dert gizlenebilir.”
  3. “Dertler, gözyaşlarının ardındaki gerçek hikayelerdir.”
  4. “Dertlerimi kimse anlamasa da, yüreğimde bir okyanus gibidir.”
  5. “Dertlerim, sessiz gecelerin yankılarıdır.”
  6. “Gözlerimdeki hüzün, dertlerimin aynasıdır.”
  7. “Dertler, kalbin içinde kaybolan birer gözyaşıdır.”
  8. “Dertlerimi rüzgarlara söyledim, sessizce savurup götürdüler.”
  9. “Dertler, yüreğin sessiz fısıltılarıdır.”
  10. “Gözlerimdeki yaşlar, içimdeki dertleri yansıtır.”
  11. “Dertlerimi kimseyle paylaşamam, sessizce kalbimde taşırım.”
  12. “Dertler, iç dünyamda sakladığım en derin sırlardır.”
  13. “Dertlerimi unutmak istesem de, yüreğimde iz bırakan derin yaralardır.”
  14. “Dertlerimi anlatmam zor, kelimeler yetmez içimdeki fırtınayı tarif etmeye.”
  15. “Dertler, sessizce yüreğin köşelerinde uyuyan hüzünlü şarkılardır.”

Dertli sözler, insanların iç dünyasında yaşadıkları sıkıntıları ve acıları ifade eden samimi ifadelerdir. Zor zamanlarda, dertlerimizi ve sıkıntılarımızı paylaşmak, içimizdeki yükü hafifletmeye yardımcı olabilir.

 Dertli Sözler

  • İçimize de atamıyoruz, orası da doldu!
  • Her tercihin üzerinde, tercih edilmeyenin laneti var.
  • Ruh dünyamda kavimler göçü var, bu aralar.
  • Işıklar arasında kararmış, tek lamba gibi hissediyorum.
  • Vücudumun %70’i su falan değil; bildiğin sıkıntı.
  • Derdini anlatmadan anladığım kişiler, şimdi derdim oldu.
  • Yorgun bir kalbim, bıkkın bir ruhum var. İster misin?
  • Sorun şu ki; İnsanlar artık bir kalbe sahip olduklarını unuttular.

O hep iyi olsun diye sen hep dua edersin, o hiç bilmez!

Yanıma yaklaşma dertle doluyum, sen de uzaktan sev gitsin beni.

Beni yıpratan hayatın kahpeliği değil, İnsanların sahteliği!

Karar veremediğin için suçlamak kaderi, şartları, onu, bunu, şunu.

Aklımda öyle biri var ki, ne idare edebiliyorum ne de iade.

Boşuna mutlu olmaya çalışmayın, çalıştığınız yerden sormuyorlar!

Her derdi içinize atarsanız, sonunda ayağa kalkamazsınız!

Zaten yorgunum beni daha fazla yoran hiçbir şeye tahammülüm yok!

Kaybetmekten korktukların, zaten hiç senin olmamışlardır.

Mekân her zaman bulunur da, huzur veren insan her zaman bulunmaz.

Hala hayattan bir umudum varsa, senin gülüşün sayesinde.

Eski insanlar birbirine ilaçtı. Günümüz insanları ise devasız birer dert.

Aklın kadar konuş desem, görüntüden başka bir şey değilsin.

Kalbini hak etmeyen birine verdiğin müddetçe acı çekmeye mahkûmsun.

Bir kaç tane şarkı, insanı çoğu kişiden daha iyi anlayabiliyor.

Gülüşün hala aklımdayken, dilimin unuttum demesi çok saçma olmaz mı?

Herkes derdini anlatıp gidiyor. Kimse derdin var mı diye sormuyor.

Ah, omzumdaki yaralar bir deniz kuşu gelse öpse de, kanada dönüştürüverse.

Nasıl da soğuyor. Sanki sırtında bir hırkaydım da, çıkarıp kenara attın.

Sorsan ikimiz de mavi idik. Ama birimiz deniz, birimiz gökyüzü. Anlatabildim mi?

Sevilmek istiyorsan önce insan ol. Ha bu arada insanlık bedava rahat ol.

İnsanın büyüdükçe mi artıyor dertleri? Yoksa insan büyüdükçe mi anlıyor gerçekleri?

Kalp kırılganlığı bir süre sonra geçer de, incinen gurur bir türlü iyileşemez.

Başarıya giden her yol mubahtır sözüyle başladı, belki de tüm kötülükler, vefasızlıklar!

Artık sadece aklımın köşelerinde varsın, oraları da ziyareti yakında keserim.

Bazen her şeyi bırakıp sokaklarda kendimi şaraba vurmayı düşünmüyor da, değilim tabi.

Ey hayat! O kadar yorgunum ki, susup da ağlayasım, ölüp de dinlenesim var.

Özlediğini belli etsen bir dert belli etmesen başka bir dert… O yüzden en güzeli özlemeyin.

Bir insanı yalanlarla kazanmak yerine, doğrularla kaybetmeyi tercih ederim.

Bir tane daha ‘memnun oldu mu’ ziyan edecek lüksüm yok, o yüzden tanışmıyorum kimseyle.

Umarım sabah tüm şehir bembeyaz olur, başka türlü bitmeyecek bu sıkıntılar.

Kimsenin derdine derman falan olamam. Daha kendi dertlerime, pansuman bile yapamazken.

Sonbaharda düşen yapraklar gibi bizde düşüşteyiz. Soğuk beyaz bir kışa doğru…

Derdini anlatmadan anladığınız kişiler, şimdi sizin derdiniz oldu. Güle güle kafayı yiyin, afiyet olsun.

Dertli insanların ihtiyacı köşeye sıkıştırılmak değil, hislerine kulak verilmesidir.

Bir masal daha böylelikle bitti ve yine hayat oyuncularını seçti başrolde sen ve ben, konu ise ayrılık.

Hayatımın içinden aşk kavramını kökten çıkar, mükemmele yakın bir hayatım var.

Hiç umudumu kesmedim hayattan. Bugün böyle dertli olsam bile. Yarın ne haldeyim. Bilirim hepsi Allah’tan.

Bir gün seni unutmak zorunda kalırsam aşkımın küçüklüğüne değil, çaresizliğimin büyüklüğüne inan.

Uyuyamamak neyse de, hem uyuyamayıp hem de acıkmak baya bildiğin Allah’ın bela verme yöntemi gibi.

Ben bana inananı hiç yarı yolda bırakmadım! Yarı yolda bırakanı da; bir daha adam yerine koymadım.

Her şey güzel olacak; bu da geçecek; sen güçlüsün. diye diye yolu yarıladık. Ama her şey hep aynı kaldı.

Düşünüyorum seni ve düşünüyorum sensizliği, seninle mutlu olan gözlerim şimdi sensiz yaşlı sevgilim.

Dertli bir insan içi duman dolu bir odaya benzer. Onu dinlemek, o odaya bir pencere açmak gibidir. Mevlana

Sustum anlamadılar, konuştum inanmadılar. Çünkü herkes anlamak istediği ve inanmak istediği kadar vardılar.

Belki hapiste değiliz ama hepimiz tutsağız. Bazılarımız korkularına, bazılarımız zevklerine, bazılarımız da hırslarına!

Herkes güler yüzlü, anlayışlı, kendi içinde mutlu ve mutlu edebilecek birini bekliyor. Çok bekleriz daha!

Aramayacaksın kimseyi, olması gerekenler, zaten yanında. Ve yanında olmayıp gidenler; ne aklında olmalı ne umurunda!

Hep kalanlara gidenleri kattım. Bir gün yerine geçemediler. O kalanlara gidenleri kattım yine bir tane sen edemediler.

Senden habersiz sevdim seni, senden habersiz aldığım fotoğraflarına “sana aşığım” dedim, seviyordum seni senden habersiz.

Cümleler hafif kalıyor yaşanılanların ağırlığı karşısında. Bu yüzden susmak bu aralar en çok kullandığım iletişim şeklim.

Geçen zamana, geçerken, nanik yapsaydım keşke. Gülerdim hiç olmazsa beyaz saçlarıma, çizgili suratıma baktıkça. Gülümserdim.

Haritalara bakıyorum evin yok, Sözcüklere bakıyorum adın yok Kendime bakıyorum seni görüyorum, çünkü benden başka yerin yok.

Unutmak mümkün olsa, yıldız gözlerini unuturdum hayalimde ki gülüşünü görmek istemezdim, Unutmak isteseydim şuan ağlamazdım sensizliğime.

Bir ömür boyu seninleyim desende istemem artık. Çünkü sen rüzgârın coşturduğu bir toz bulutusun. Bugün bana esersin yarın ellere.

Kalbime bir kurşun sıksaydın keşke böyle gitmene gerek kalmazdı sessizce, gözlerini gözlerimden çektiğin gün ben yaşamayı unuttum gülüm.

Adını kalbime aşkla kazımıştım boş ver aldırma belki bir gün silerim. Güzel bir rüyayı gerçek sanmıştım Seni sevdiğim için özür dilerim.

Yaşanmamış bir hayatın gizli nefesi olarak tanıdım seni ve şimdi baktığımda sadece yalan hayatın tamamlamamış bir palyaço görüyorum seni.

Başkalarını düşünmekten, başkalarının hayatını yoluna koymaktan kendi hayatımı nasıl dağıttıysam toplayamıyorum. Biri gelip şunu toplasın.

En çok hayal kırıklığını en güzel hayaller kurduğumuz insanlar yaşatıyor. Yüzümüzü hayal kurmadığımız insanlar güldürüyor. Anlamadım gitti.

Şimdi tanımaya kalksan tanıdığın gibi kalmayacak, tanısan istediğin gibi olmayacak, istediğin gibi olsa sıkılacaksın. Çok zor iş, boş ver.

Kaldı işte. Çayımız bardakta, çocukluğumuz sokaklarda, mutluluğumuz kursağımızda, sevdiklerimiz uzaklarda, gülüşlerimiz fotoğraflarda. Nazım Hikmet

Birlikte yaşayabileceğin biriyle değil, onsuz yaşayamayacağın biriyle ol Geldiği zaman boşluk dolduran değil gittiğinde yeri doldurulmayan biriyle ol.

Dışarıdan nasıl göründüğümün bir önemi yok, içerden görebilenler yetiyor bana. Dışarıdan yargılayanlara da sözüm yok, dışarıda kalmaları yeter onlara.

Aşkımız su üzerine yazılan bir masaldı, göz kırpımı kısalığında kelebeğin ömrü uzunluğundaydı Kalbimizde bir ömür boyu çekeceğimiz yaralar bıraktı.

Gözlerim seni ararken boş sokaklarda, hayalini düşünürüm tek teselli bu bana, şimdi bensiz mutlu musun oralarda? Dön desem gelir misin seni seven bu adama?

Ağlıyorum yalnızlığıma, ağlıyorum sabahı olmayan yarınlarıma, şimdi sen yoksun hayatımda yaşamak neye yarar sensiz aldığım nefesin ne anlamı var söyle bana?

Özlüyorum seni ve seni özlüyorum kendimde, sen benden gittiğinden beri ben bende değilim, kendimi tanıyamaz oldum sensizliği kaldıramıyorum dön gel sevgili!

Kim bilirdi sensizliğime sarılacağımı? Kim derdi sensiz gecelerimde ağlayacağımı? Şimdi sensiz mutluluğa hasretim sensizliğimde acılarıma dost oldum sevgilim.

Sensizlik demek ölümle yüzleşmek demek, sensizlik ölüme bir adım demek, sen olmayınca hayatımda yaşamanın ne anlamı var? Sen yoksan yanımda benim bu hayatta ne işim var?

Umutlarımı götürdün kendinle birlikte, yarınlarım silindi söylediğin son sözünle belki pişman olursun dönersin günün birinde, ben olmayacağım bıraktığın yerde.

Sensizliğin rüzgârı üşütür bedenimi, sensizliğin acısı yakar içimi canısı! Şimdi gözyaşlarım şahittir yalnızlığıma her nefesimde adını anıyorum bıraktığın yerde seni bekliyorum.

Bende unutabilmek isterdim senin gibi yaşadıklarımızı, çekip gitmek isterdim senin gibi uzak diyarlara, bende gülmek isterdim yıkıp gittiğim hayatın ardından senin gibi.

Dert sende iken dermanı bendeydi, acılar bende iken ilacı sendeydi, gözlerim yağmurluyken güneşimdi gözlerin, şimdi doğruların içindeyken yalanım oldun gittin sen vefasız sevgilim.

Yaşanmış günlerin hatırına iyi anacağım seni aklıma geldiğin anlarda, ne olursa olsun yaşandı ve bitti saygısızca, canın sağ olsun belki bensiz mutlu olursun yalanların kucağında.

Kaldırımın başında yine tek başıma kaldım. Bir kere dağıldım kendimi toparlayamadım. Sessizliğin içinde kayboldum yanımda kimseyi bulamadım. Allah’ımdan başkasına da yalvarmadım.

Hayat hiçbir insan için ağlamaya değmez. Zaten ağlamaya değen insan hiçbir zaman ağlatmaz Sen yine de ağlamak istiyorsan başını dik tut. Gözyaşların ağlatan kadar alçalmasın.

Dost bildiklerimiz hep vurdu bizi arkamızdan, ne zaman yüzümüze gülen olsa hep arkamızdan vurmuş laflarıyla, şimdi anlıyorum insanlara baktıkça daha çok seviyorum hayvanları aslında.

Biz hayatı renkleri ile sevdik ve her renkte hayata bir anlam verdik kendimizce, şimdi bakıyorum geriye aslında hayatın tüm renkleri seninle var olmuş sensiz bir hiçmişim sevgilim.

Düşlerim sendin içimdeki sevgim, benim için nefes sendin sana bağlıydım ben sevgilim, şimdi bakıyorum maziye ağlarım sessizce, bırakıp gittiğin dünden beri seni beklerim sevgilim.

İçimde sana olan sevdamın ateşi yanarken delice ve kimse bu ateşi söndüremezken, bir lafınla bitirdin içimdekileri ve sana verdiğim değeri, şimdi sana güle güle vicdansız sevgili.

Mutluluğa açılan yelkenlerimdi senin adın, gözlerine bakınca anlardım yaşadığımı ve yaşayacaklarımı, bir yalan olduğunu anlayamadım yine yalanlara aldanmışım kalbim ağlar bu kaçıncı?

Beynime kazımışım hayalini, nereye bakarsam bakayım hep seni görürüm sevgili, bırakıp gitmeseydin seni seven bu genci, bırakıp gitmeseydin yaşanacak günlerimiz olurdu sevgili.

Yaralı kalbim can çekişiyor bedenimin içinde, görmez oldu gözlerim sensizliğin ayaz gecelerinde, gülmüyor yüzüm sensiz yaşanmıyor, mutlu olmak yok hayatımda senden sonra yaşamak haram bana.

Gözlerin kalbime kurşun misali saplanmışken ve beni yeniden hayata bağlamışken şimdi sensiz bir ölü gibiyim, kalbimde açtığın kurşun yarası kanar usulca ve ben sensizliğin kurbanıyım bu hayatta.

Sen olmasan da yanımda kalbim hep seninle olacak, sen sevmesen de beni benim kalbim hep senin için atacak, bir gün yalanlardan kaçtığında tek gerçek olarak ben yanında olacağım senin için sevgilim.

Hayata bir çizgi çektim seni tanıyınca, sensiz hayatı ben yaşamamışım bakınca gözlerine daha iyi anladım, şimdi yoksun yanımda yeniden çizgi çekiyorum sensiz yaşanmamış olan yarınlarıma.

Hayata dair sözün bittiği yerdeyim bu gece, ne yaşamak için bir umut var içimde nede gözlerimde hayata bakmak için bir güç kaldı, şimdi sadece dertlerimle baş başayım herkesten uzak bana benden yakınım.

Sen kalp atışlarımdın benim nefes aldığım her anımda, sen gözlerimdeki cennetimdin baktıkça hayata sarıldığım yalnızlığımda, ama sen şimdi ellerinsin ve ben kaderine mahkûm edilmiş bir serseriyim sevgilim.

Dertlerim deniz oldu çırpınırım içinde, ne kadar mücadele etsem de çeker beni dertlerim en derine, son nefesimde bile adını haykırırım sensizliğime, sen yoksan hayatımda ölüm hediye gibi gelir bana sensizliğimde.

Aklımda geldikçe lanet ediyorum yaşadığıma, nereye baksam seni görüyorum ve gözlerimi açmak istemiyorum hayata! Şiirimdin sen benim aldığım nefes gibiydin hayatımda, şimdi sensiz bir hiç gibiyim yaşasam kime ne fayda.

38370