Ashab-ı Suffe Ne Demektir?

Ashab-ı Suffe

Peygamber Efendimiz döneminde kurulan ve amacı ilim öğrenmek olan mektep anlamına gelen bir ekoldür. Ashab-ı Suffe denildiği zaman Hazreti Peygamberin yanında bulunan ve İslami ilimleri öğrenerek bunları derleyen toplayan ve ilim konusunda kendilerini yetiştiren kişiler akla gelmektedir. 

Yazımızda ve Ashab-ı Suffe Suffe Ashab-ı Suffe’nin anlamı Ashab-ı Suffe kimlerdir İslam tarihi 6 ile ilgili bilgiler bulabilirsiniz.

Hazreti Peygamber ilim ve ilim öğrenme konusuna büyük önem verdiği için bu dönemde eğitim amacıyla Mescid-i Nebevî’nin arkasında bulunan bir kısma hurma dalları ile bir çardak yaptırmış ve burada ilim meclisi olarak insanların ilim öğrenmelerini teşvik etmiştir. Aynı zamanda uzaktan gelenlerin veya yoksul olanların burada kalmalarını ve sahabeden onlara yardım etmelerini istemiştir. Zamanla Hazreti Peygamberin tebliği yayıldıkça birçok insan burada onun hadislerini duymak ve ondan ilim öğrenebilmek için bulunmuştur. Bu alana Suffe burada bulunanlara ise Suffe ehli manasına gelen Ashab-ı Suffe adı verilmektedir. 

Ashab-ı
Ashab-ı Suffe Ne Demektir?

Hazreti Peygamber (s.a.v) Ashab-ı Suffe ve ilim öğrenmek konularında şu hadisi şerifleri buyurmuştur;

Bir kimse, ilim elde etmek arzusuyla bir yola girerse, Allah o kişiyi cennetin yollarından birine sevk eder. Melekler yaptığından hoşnut oldukları için ilim öğrenmek isteyen kimsenin üzerine kanatlarını gererler. Göklerde ve yerde bulunan her şey, hattâ suyun altındaki balıklar bile âlim için Allâh’a istiğfar ederler. Âlimin âbide üstünlüğü, dolunayın diğer yıldızlara olan üstünlüğü gibidir. Âlimler, peygamberlerin vârisleridir. Peygamberler, mîras olarak altın ve gümüş bırakmazlar; onlar ilmi miras bırakırlar. Kim bu mîrâsı alırsa, büyük bir nasip almış olur. (Ebû Dâvûd, İlim, 1/3641; Tirmizî, İlim, 19/2682)

Kendisi de Ashâb-ı Suffe’den olan Ebû Hüreyre (r.a.) şöyle buyurmuştur:

Suffe Ehli, İslâm misâfirleriydi. Onların ne sığınacak bir âileleri ne malları ne de bir kimseleri vardı. Bir sadaka geldiğinde Peygamber Efendimiz onlara gönderir, kendisi ondan hiçbir şey almazdı. Şâyet gelen bir hediye ise kendisi ondan bir parça alıp kalanını Ashâb-ı Suffe’ye gönderirdi. Böylece gelen hediyeyi onlarla paylaşırdı. (Buhârî, Rikâk, 17)

Yine Ebû Hüreyre (r.a.) şöyle demiştir:

Ben Suffe Ehli’nden yetmiş kişiyi gördüm. Hiçbirinin üzerinde bütün vücûdunu örten bir elbise yoktu…(Buhârî, Salât, 58)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir