Acıtan Sözler

Acıtan sözler insanın canı yanmadıkça ortaya çıkmayan sözlerdir. Eğer bir insan acıtan sözler sarf ediyorsa içinde büyük acılar yaşadığının bir göstergesidir. Ancak kalbi kırılmış olan insanlar Güzel sözler kullanmak yerine acıtan sözleri kullanmayı tercih ederler. Can yakan konular kişiden kişiye değişkenlik gösterir. Konu ne olursa olsun bir insanın canı yandığında ağzından çıkan sözcükler acımasız bir ok gibi karşıdaki insana saplanır.

Yazımızda ve Acı Sözler Duygusal sözler Kırıcı sözler Üzücü sözler Acıtıcı söz hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz.

Acının büyüklüğü artıkça acıtan sözlerin şiddeti de bir o kadar da artmaktadır. Bu yüzden ne kadar ağır ve çok acıtan bir söz duyarsanız acımasız sözleri söyleyen kişinin canı o kadar çok yanmış demektir. Acımasız sözlerin ağırlığından kişinin nasıl üzüldüğü çok açık bir şekilde anlaşılabilir.

İnsanların acısı arttıkça dilinden dökülen sözlerde bir o kadar acımazız olmaktadır. İnsanlar mutluluğunu, sevincini nasıl sözcüklere dökme isteği duyuyorsa aynı şekilde üzüldüğünde acı çektiğinde bu üzüntü ve acılarını sözcüklere dökerek acıtan sözler telaffuz etmektedir. Acının ağırlığı arttıkça sözcüklerin de ağırlığı bir o kadar artmaktadır. Acıtan sözler acının kelimelere dökülmüş halidir.

Acıtan Sözler
Acıtan sözler

Editörün Seçimi ile Acıtan Sözler

  1. Aslında insanı en çok acıtan şey, hayal kırıklıkları değil, yaşanması mümkünden yaşanmayan mutluluklardır.
  2. Herkes fazlasıyla sevmiş… Oysa ben eksikleriyle birlikte sevdim.
  3. Bir şarkı açıyorsun ve bir şeyleri düşünmekten dinleyemiyorsun.
  4. Bazen sadece ama sadece peki dersin… Kabullendiğin için değil Yorulduğun için…
  5. Hayallerini kovalamaya devam et. Elbet bir gün yorulacaklar.
  6. Kendi ışığına güvenen, başkasının parlamasından rahatsızlık duymaz.
  7. Ne zaman imkansızı seversen, o zaman gerçekten seversin.
  8. Mendil satan çocuğun, burnunu koluyla silmesi kadar acı bu hayat.
  9. Yar’la bir olamayınca, yerle bir olurmuş insan.
  10. Dilim “kal” demeyi bilirdi, sende kalabilecek “yüreği” görseydi.
  11. Her yüreğin, bir yakanı hayallerini yıkanı vardır.
  12. Kaybetme cesareti olmayanın, gerçeği söyleme kapasitesi yoktur!
  13. Şimdi kalkıp hayatımı film yapsalar, sen ancak araya giren reklam olursun!
  14. Ve bazen o kadar çok ağlarsın ki, boğazına oturan yumruk yüzünden ‘hiç mi sevmedin’ bile diyemezsin!
  15. Yürekten itaat edeceğim tek bir iktidar var; kendi aklımın kararı, kendi vicdanımın emrettiği!

Acıtan Sözler

  • Anlamakla, katlanmak arasında tükendim.
  • Bazen gözler, sözlerden daha ağırdır. Zata
  • En büyük mezar, insanın kalbine gömdükleridir.
  • Açtığın yaralara zaman ve dua sürdüm bekliyorum.
  • Mutlu olmaktan korkan birini, aşkla ikna edemezsin.
  • Giden gitmiş, hüznü ayaklandırmak boşuna. Ahmet Arif
  • En büyük hatam, yüzüme gülen herkesi kendim gibi sanmamdı.

Ve bazen kocaman duygularını, minicik bir “peki” ye sığdırırsın.

Korkma be sevgili, istenmediğim gönülde gölgemi bile bırakmam.

Ağlamak ruhun kanama şeklidir. Sargısı yok, çaresi yok, sebebi çok.

Ve bir gün kalem diyecek ki; bu kadar yazdığın yeter. Artık çiz gitsin.

Senin en çok gülüşünü sevdim diyen birinin en çok ağlatması ne garip.

Hayat zor değil! Sadece o hayata dahil ettiğin insanlar basit karakterli!

Bugün senin için bir şey yapmıyorsam, dün elimden geleni yaptığım içindir.

Hiç mutlu bir yaşantım olmadı bu dünyada ölümü bekledim sensizliğin kucağında.

Yazık bensiz geçirdiğin tüm zamanlarına, şimdi nefret sözlerim vuruyor yazılarıma.

Ne kadar sevdin? Diye soruyorlar bazen. Hep aynı cevabı veriyorum; hak etmediği kadar.

Hayat oyun sahnesi dediler, herkese bir rol verdiler. En zoru bana düştü önce sev sonra unut dediler.

Beni candan usandırdı cefâdan yâr usanmaz mı? Felekler yandı âhımdan murâdım şem’i yanmaz mı?

Gözüm gözüne değmeden yazdığım şiirlerim melal. Varsın değmesin razıyım ey yâr böylesi daha helal!

Gel seninle bir daha ağlayalım. Yaşanmışlara, yaşanmamışlara, bir de hiç yaşanmayacaklara! Oğuz Atay

Hayatında, kendi kararlarını kendin veremiyorsan, o hayat ne sana aittir ne de senin bir hayatın vardır.

Yürüdüğümüz yolları gezdim tek başıma yeniden. Bir sen yoktun yanımda kaldırım taşlarında sekerek yürürken.

Sözlerim Kadar Hayatımda Dramatik Bu Dünyada Sensiz Yaşanan Zamanlarda Nefretim Vuruyor Yazılarıma.

Bil ki; insanın değerini, varlığı değil yokluğu gösterir. Unutma; yokluğu bir şey değiştirmeyenin, varlığı gereksizdir.

Nereye kaçarsan kaç, üç şey seninle gelir. “Gölgen, acın ve geçmişin”. Kaderin ise zaten seni orda beklemektedir.

Uzadı geceler, sensiz bir türlü geçmek bilmiyor. Sabah olunca en azından yanımdayken görmek umudum vardı.

En iyisi bugün çıkmamak dışarıya, hani moralim bozulsun istemiyorum. Görmek istemiyorum el ele tutuşmuş çiftler.

Sevmek; güzel birinde aşkı aramak değil. O kişide, bilmediğin bir zamanın beklenmedik bir anında, kendini bulmaktır.

Bilirsin; noktayı koymak ne kadar zor olsa da; tamamlanmış cümleler, eksik kalmış cümlelere göre daha çok acı verir.

Aslında insanı en çok acıtan şey; hayal kırıkları değil, yaşanması mümkünken yaşayamadığın mutluluklardır. Seneca

Bir yanımda çaresizlik diğer yanımda yorgunluğum var. Bir yanımda yalnızlığım, diğer yanımda geçmişe dargınlığım var.

Bir muammadır “AŞK”, kiminin vicdanına atılan taş, kiminin fakir gönlüne katılan aş, kiminin de gözünden akıtılan yaştır “AŞK”.

Biliyorum, sığmazsın hiçbir yere bu sevdayla, dünya sana dar. Ama dayan gönlüm. Dayan ki her gecenin mutlaka bir sabahı var.

Seni sonbahar rüzgârlarına bırakıyorum yaktığım canımı yeniden hayata hazırlıyorum sensiz yaşamak hayata yeniden başlamak istiyorum.

Varlığınla başlayan bir günün yokluğunla bitmesine alışamadım, aklımda olduğunun yarısı kadar yanımda olsaydın hiç sensiz kalmazdım!

Sevgisiz tükenmiş kalbimin atışları. Artık hiç atmıyor sanki. Gelip girsen tekrar yüreğime, sana can vermek için hiç kan pompalamayacak belli.

Yaşamak için bir tek sebebim vardı. Senin geri dönme ihtimalin. Artık o da kalmadığına göre dönme istemem sevgili, dönsen de bulamazsın beni.

Çok saçmaladım, bağışla. İnsanın kalbi darmadağın olunca, kafası da karışıyor. Mümkünse, söylediklerimi unuturken beni aklından çıkarma.

Sen nerden bilirsin ki yalnız olmayı. Tek başına yürüdün mü o yollarda üşüyerek. Ben kendimi sarmalarken kendime. Sen başka kollarda uyandın.

Ne seni unutturacak kadar zaman geçecek ne de geçen zaman seni unutturmaya yetecek bırakıp gitsen de unuturum sanma zaman alışmayı öğretir unutmayı asla.

Acıyan bir yerlerim olup olmadığını anlamak ister gibi yokluyorum içimi. Hiçbir sızı yok. Geçmişin ağırlığı yok üstümde. Yolunca yordamınca unutmuşum unutulması gerekenleri!

Başkalarına söylemiş de olabilirsin güzel sözlerini. Benim duymak istediklerimi başkası duymuş olabilir, mahsuru yok! Ben hepsini üzerime aldım, çünkü yaram vardı, gocundum.

Bir şiir yaz bana içinde alabildiğince mutluluk olsun ayın gölgesinde unutulan sevgi tohumlarıyla yeşere dursun veya bir şarkı söyle özlemimdeki sevgiliyi anlatsın yağan yağmurlarla ıslanan bedenimi parlayan gözleriyle kurulasın.

Örselenmiş bir çocukluk işte benim bütün hikâyem. Kaç sevda geçse de üzerinden bu yıkıntıları onaramazsın istersen hiç başlamasın geç kalmışız birbirimize, yanlış kapılarda geçmiş bunca yıl dönemeyiz artık ilk gençliğimize, istersen hiç başlamasın söz verelim kendimize.