Kuran-ı Kerime Göre Şefaat Hakkı Var Mıdır? Kimler Şefaat Edebilir?

Allah’a inanan ve onun elçisi olan Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v)’i öncü olarak kabul eden her Müslüman bir gün cennet kapılarından geçmek ister. Bu bağlamda ise şefaat bir noktada evliyalar, Peygamberler gibi ulvi kişilere bizzat Allah tarafından sağlanan bir ayrıcalıktır. Onların şefaat ettikleri de bu ayrıcalıklardan faydalanacak olan kimselerdir. Bu yüzden herkes Kuran-ı Kerim şefaat eder mi sorusunun yanıtını arıyor. 

Aslında şefaat buradan ziyade ahiret yaşantımızda ihtiyaç duyacağımız bir olgudur. Keza her Müslüman’ın hayat gayesi an ve an yazılır ve kelimesi kelimesine kayıt altında tutulur. Buna göre hiçbir inanan ahiret sırasında hesap verirken yalan konuşamaz ve gerçeği inkâr edemez. Dünyevi zevklere aldanışımız, düştüğümüz gaflet, şeytana uyduklarımız ve işlediğimiz tüm günahlar burada bizim aleyhimize olacaktır. Salih amellerimiz, sevaplarımız ve insana, hayvana veya bir bitkiye karşı olan iyiliklerimiz ise lehimize olacaktır.

İşte tam bu noktada melekler ve şefaat edebilecek kadar ulvi insanlar bize yardım etmek, bizi cehennemin azabından kurtarmak için yardıma geleceklerdir. Allah bazı kullarına şefaat etme hakkı tanımıştır ve bu Kuran-ı Kerim’de şefaat olduğunu gösterir. 

Şefaat Etmek Kime Mahsustur?

Allah tarafından tüm peygamberlerine verilen en büyük hak kesinlikle gerçekleşecek olan bir dua olmuştur. Ancak burada tüm peygamberlerin bu kesinlikle gerçekleşen duayı dünyadaki yaşamlarında kullandıklarını söylemek gerekiyor. Yalnızca Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v) gerçekleşecek olan duasını ahirete saklamıştır. Bu ise şefaat hakkıdır. Zira Isra suresi 79.ayet diyor ki ‘’Rabbin seni umarım ki Makam-ı Mahmud’a ulaştırır. Hz. Peygambere burada verilecek olan makam nedir’’. 

Bu ayeti Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v)’in yakınları kendisine sorduğunda ALLAH’ın Resulü: ‘’Bu makam ümmetimden olanların işledikleri günahların affı için kullanacağım şefaat makamıdır’’ cevabını veriyor. Kur’an-ı Kerim’de şefaat ile ilgili bir diğer ayet ise Duha suresinin 5.ayetidir. ‘’Allah sana ileride çok sayıda lütufta bulunacak ve sen razı geleceksin’’ buyuran ayet hakkında da peygamber efendimize sorular yöneltiliyor. Kendisi ise bunu ‘’benim ümmetimden olan tek bir Müslüman bile ateşte kalıyorsa razı gelmem’’ şeklinde şefaatte bulunacağını ifade ediyor. 

Buhari hadislerinde ise Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v)’in ‘’Peygamberlerin hepsinin bir duası vardır ve o dua kesinlikle kabul olur. Ben ise duamı bu geçici hayat için değil ebedi hayat için saklarım. Ümmetime kıyamet gününde şefaat etmek için saklarım’’ dediği görülüyor. 


Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v)’in dışında meleklerin de şefaat hakkı tabiidir. Zira Necm Suresi 26.ayet ‘’Göklerdeki meleklerin Allah’ın dilediği ve razı geldiği tüm kullar için şefaat hakkı vardır. Allah razı geldikçe melekler bu şefaati bu kullara verir’’ buyuruyor. Bakara suresinde de geçen ve Hz. Osman’ın da şefaat hakkı olduğunu ifade eden ayetin yanı sıra Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v)’in hadisinde de ‘’Yemin olsun ki ümmetimden olan Hz. Osman’ın da cehenneme gitmeye layık olan 70 bin Müslüman’a şefaat etme ve onları cehennemden çekip cennete alma hakkı olacaktır’’ buyuruyor. 

Kuran-ı Kerime Göre Şefaat Hakkı Var Mıdır? Kimler Şefaat Edebilir?
Kuran-ı Kerime Göre Şefaat Hakkı Var Mıdır? Kimler Şefaat Edebilir?

Kuran-ı Kerim Okuyanlar Şefaat Edebilir Mi?

Allah’a yönelmenin en önemli koşulu O’nun kitabı olan Kur’an-ı Kerim’i hatmetmektir. Bu noktada Kuran’da şefaat vardır demek kesinlikle doğrudur. Çünkü hafızlar bunun en net örneğidir. Hafız olup Kuran-ı Kerim’i okuyanlar ve bilenler kıyamet esnasında kendi ailelerinden olan 10 kişiye şefaat etme hakkına sahip olacaklardır. 

Allah’ın izniyle gerçekleşecek olan bu şefaat ‘’Kur’an’ı okuyan, ezberleyen, helali ve haramı bilip buna göre bir hayat yaşayan her kim varsa Allah onu cennetiyle mükâfatlandırır. Ayrıca o kimselere ailelerinden cehenneme gidecek 10 kişiye şefaat ederek kurtarma şansı tanır’’ buyruluyor. 

Mülk süresini işaret ederek Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v) ‘’Kuran’da otuz ayetlik bir sure var ve o sure mağfiret boyunca bir insana şefaat edebilir’’ diyor. Tabii ki Bakara suresinin 255.ayetinde de dendiği gibi ‘’O’nun izni olmadan kim şefaat edebilir ki’’ ifadesini unutmamak gerekiyor. Şefaat için öncelikle Allah’ın razı olması, Allah’ın yolunda bir kul olmak ve Kuran-ı Kerim’e bağlı kalmak önemlidir. 

Şefaatten Mahrum Kalacak Kişiler

Şefaat ile cehennem azabından kurtulmak ve cennete gitmek her Müslüman için belki de son kurtuluş yolu olacaktır. Burada en önemli nokta ise şefaatin yalnızca inançlı Müslümanlar için var olmasıdır. Farklı bir dine mensup olanlar, inançsız olanlar şefaat gibi bir fırsat bulamayacak ve direkt olarak cehennem azabıyla tanışacaklardır.

Bununla ilgili olarak Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v)’ ‘’Eğer ki içinizden birisi kıyamet gününde hıyanetle elde ettiği bir koyun melerken, bir omzunuzda at kişnerken benden medet umarsa, kesinlikle bana Resulullah bana yardım et demesin’’ demiştir. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v) ‘’Ben tüm ümmetime Allah’ı tebliğ ettim ve onun yolunu gösterdim. Eğer ona inanmayan, onun yolunda hıyanet eden, hak yiyen ve iyi bir insan olmayan birisi varsa sakın ola ki kıyamet zamanında benden af dilemesin. Benden şefaat beklemesin’’ dediği Buhari kaynaklarında açıkça görülebilmektedir. 

98574