Hz. Musa’nın Hayatı Hakkında Merak Edilenler
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Hz. Musa
Hz. Musa(a.s) Ulu’l-Azm peygamberlerden birisi olarak Allah(c.c) tarafından indirilmiş kitapla dini yaymaya çalışmıştır. Tevrat dört büyük kutsal kitaptan birisidir ve Hz. Musa(a.s)’e indirilmiştir. İnsanlığa dinin tebliği için seçilmiş olan Hz. Musa’nın aynı zamanda Mısır’da firavuna karşı verdiği yaman savaş herkes tarafından bilinir.
Bu içerikte ve Hz. Musa Hayatı Merak Edilenler Hz. Musa’nın Hayatı Peygamberler Kutsal Kitaplar 7 hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz.
İsrailoğulları’ndan olan Hz. Musa(a.s) Mısır’da dünyaya gelmiştir. Mısır’da doğmasının sebebi ise babası Hz. Yusuf’un İsrailoğullarını Mısır’a götürmesinden kaynaklıdır. O dönemlerde Mısır’ın hükümdarı Firavun ayrımcılıkları üst noktaya taşımış, İsrailoğulları’na ikinci sınıf insan muamelesi yaparak zulmetmeye başlamıştır. Bu zulüm yıllar boyu devam etmiştir.
Fakat Firavun bir gece rüyasında korkunç bir şey görür. Beyt-i Makdis’ten çıkan bir ateşin tüm Kırptîleri yok ettiğini, evlerini yaktığını fakat buna karşın İsrailoğulları’nı es geçtiğini görür. İsrailoğulları bu ateşten hiç zarar görmez ve hayatlarına devam eder. Rüya Firavun’u o kadar etkilemiştir ki hemen birisine gidip rüyayı tabir etmesini ister.
Rüya tabiri ise daha da ürkütücüdür. Çünkü rüyayı tabir eden Firavun’a ‘’Benî İsrail’den bir çocuk doğacak ve bu çocuk senin kurduğun tüm bu saltanata son verecek’’ demiştir. Endişe ve korkuya kapılan Firavun’un ilk emri ise İsrailoğulları’ndan doğan tüm çocukların öldürülmesi olmuştur.
Tüm çocukların katli gerçekleştirileceği için Hz. Musa(a.s)’in annesi buna razı gelmemiştir ve onu bir sepetin içerisine bırakarak Nil nehrine salmıştır. Nehrin akıntısı bir süre boyunca Hz. Musa’yı sepeti ile beraber götürmüştür. Onu Nil nehrinde bulan ise Firavun’un eşinden başkası değildir. Firavun’un eşi onun İsrailoğulları’ndan bir bebek olduğunu bilmemesi üzerine saraya götürmesi ile bir noktada Hz. Musa’nın hayatı bağışlanmış olur. Ancak beslenmeye muhtaç olan çocuk için bir süt anne gereklidir.
Saraydan haber salınmıştır ve İsrailoğulları’ndan pek çok kadın çağrılarak süt anne olması için sıraya dizilmiştir. Burada yaşanan sorun ise Hz. Musa(a.s)’in hiçbir kadının sütünü emmemesidir. O an kendi annesinin de saraya gelmesiyle annesinin memesinden emerek sütü içer ve annesi de Hz. Musa ile beraber saraya yerleşir.
Zaman geçtikçe Hz. Musa(a.s) büyür ve yaşanılan hadiselere hakim oldukça saraydan ayrılması gerektiğini anlar. Tabii ki bu süreç boyunca Firavun’un halka ve özellikle İsrailoğulları’na zulmü devam eder.
Peygamberliği bahşedilince ise kardeşi Harun ile beraber dini tebliğ etme ve insanları doğru yola davet etme çalışmalarına başlar. Kısa sürede ona inanan büyük bir kalabalık vardır. Firavun’a da çağrıda bulunmasına karşın Firavun bunu asla kabul etmez. Oysa yıllar önce rüyasında gördüğü İsrailoğulları’ndan çıkıp saltanatını yerle bir edecek kişi peygamberliğini de almış olan Hz. Musa(a.s)’den başkası değildir.
Kendisinin peygamberliğini kabul etmeyen ve dini geri çeviren Firavun’a bu kez Hz. Musa(a.s) mucizeleriyle cevap verir ve İsrailoğulları halkının Mısır’dan ayrılmasını talep eder. Mecburi olarak Firavun bunu kabul eder fakat yola çıkan İsrailoğulları’na zarar vermek adına ordusunu hazırlatır. Peşlerine düşerler ve Kızıldeniz’e kadar da takiplerini sürdürürler.
Kızıldeniz’e gelindiğinde Hz. Musa(a.s) herkesin bildiği o meşhur hadiseyi gerçekleştirir. Asasını kaldırır ve Kızıldeniz’e doğru vurur. Deniz ikiye ayrılır ve ortası yürünebilecek şekilde açılır. İsrailoğulları ile beraber Hz. Musa(a.s) Kızıldeniz’in ortasından karşıya doğru ilerlemeye devam ederler.
Gördüğü karşısında şok olan Firavun ise ordusuna açılan Kızıldeniz’den ileriye gitmelerini emrederek kendisi de ilerlemeye başlar. Ancak Kızıldeniz’in tam ortalarına gelindiğinde Hz. Musa(a.s)’in asasıyla ayrılan Kızıldeniz kapanır ve hem Firavun hem de ordusu suların altında kalır. Tüm ordusuyla beraber yok olan Firavun’un saltanatı rüyasında gördüğü gibi bitmiş olur.