Afilli Sözler
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Afilli Sözler Öyle sözler vardır ki karşımızdaki kişi duyduğunda çok etkilenir ve bu doğrultuda tepkiler verir. Hislerimizi tarif etmek için önce kendimizi doğru tanımlamalıyız ki karşımızdaki kişiye de aynı oranda hissettiklerimizi aktarabilelim. Bazen kendimizi iyi tanıdığımızı düşünüyor fakat doğru kelimeleri bulamıyor olabiliriz. İşte tam bu anda bir sözcük arayışı içersine gireriz. Karşımızdaki kişiyi, sevdiklerimizi, akrabalarımızı etkilemek ve onlara kendilerini değerli hissettirmek isteriz. Bunun için de güzel sözler ararız. Artık günümüzde üzgünken bile insanları mutlu etmek istediğimizden güzel sözler sıklıkla çevremizdekilere söylemekteyiz. Çünkü biliyoruz ki tüm hislerimiz paylaştıkça azalmakta veya çoğalmaktadır.
Bu yazıda ve Afilli Sözler Anlamlı Sözler Güzel Sözler Etkileyici Sözler Özlü S hakkında bilgi bulabilirsiniz.
Özellikle sevda uğruna söylenen güzel sözler çoğu zaman kifayetsiz kalmaktadır. Çünkü sanki hiçbir zaman sevdiğimize duyduğumuz asıl hislerin tarifini bulamayacağız endişesi vardır aklımızda. Yine de pes etmez ve o sihirli sözcükleri aramaktan asla vazgeçmeyiz. Sizlere bu noktada destek olmak ve yardımcı kaynak sağlamak adına hazırlamış olduğumuz bu yazımızın sonunda kendinize ve sevdiklerinize en uygun afili sözler yer almaktadır. Unutmayın insan yalnızca hissettikleriyle değil hissettiklerini dile getirebildiği müddetçe de var olur.
İşte Editörün Seçimi ile Afilli Sözler
- “Gözlerinin ışıltısı, beni büyülüyor ve hayran bırakıyor.”
- “Kalbinin güzelliği, dış görünüşünün yanında çok daha değerli.”
- “Sözlerin, bir çiçeği koklatır gibi kalbime dokunuyor.”
- “Gülüşün, dünyayı daha güzel bir yer haline getiriyor.”
- “Her bakışında, gizlenmiş bir hikaye görüyorum.”
- “Sessizliğin bile, sana olan aşkımı anlatmaya yetiyor.”
- “Hayat, seninle bir masal gibi güzel ve büyülü.”
- “Söylediğin her kelime, kalbimde güzel bir ezgi oluşturuyor.”
- “Varlığın, etrafındakilere güzellik ve neşe katıyor.”
- “Seninle geçen her an, bir ressamın tuvaline işlenen bir tablo gibi.”
- “Sevgin, kalbimdeki en güzel şarkıdır.”
- “Gözlerinin içine baktığımda, dünyanın en güzel insanını görüyorum.”
- “Düşüncelerin, bir bahçede açan en güzel çiçekler gibidir.”
- “Varlığın, herkesin dikkatini çeken zarif bir dans gibidir.”
- “Sana olan hayranlığım, bir ressamın eserine olan hayranlığı gibidir.”
Afilli sözler, kişilere olan duygularımızı zarif ve kibar bir şekilde ifade etmek için kullanılır. İnsanlar arasındaki iletişimde nazik ve sevgi dolu bir dil kullanmak, ilişkileri güçlendirmeye ve olumlu bir etki yaratmaya yardımcı olur.
Afilli Sözler
- Öyle eksildik ki yaşarken bize dokunan her şeyi eksiltiyoruz.
- Seni bana getirmemekte direnen gecenin de canı sağ olsun. Ona da kırgın değilim.
- Sende haklısın. Adamlığın kadar konuş dedim diye bu susmalar.
- Hayatta var olduğu için düşlenen şeyler ve düşlendiği için var olacak şeyler vardır.
- Şimdi benim son diye bitirdiğime, kim bilir kimler ilk diye başlayacak.
- Ne zaman gözlerinin içine baksam, biliyorum. İkimizi de aşar, o kapının ardındaki masal.
- Zenginlik dedikleri nedir ki? Ben senin kokunu alamayacak kadar fakirim.
- Şimdi sen bana bir İstanbul ışıltısı kadar parlak olsan da, ben sana Ankara kadar ayazım artık.
Bir insana gereğinden fazla değer verirsen. Gereğinden fazla nankörlük görürsün.
Bugünlerde aklıma gelen başıma geliyor nedense, Bir de gönlümden geçen yanıma gelse keşke.
Bazen sen bile “vay be!” dersin kendine; tek satırlık adamları nasıl roman yapmışım gönlüme.
İnsanlar günahları ile övünüp sevaplarıyla alay ediyorlarsa, şeytan yüreklerinde tavaf ediyor demektir.
Biz, aynı tavla tahtasında farklı iki pul gibiyiz. Öyle ya, birbirimizi kırmadan oyunu bitiremeyiz.
Bir şey söyle bana. İçimdeki kayayı kaldırıp atacak bir şey söyle. Nefes alabileceğim bir şey de bana.
Avuç dolusu gözyaşıyla yıkanmış bir Aşk’tık biz, ve kucak dolusu hoşçakalların gözünden düştük.
Bazen önemli olmamalı gidecek olan ya da gelmeyen. Çünkü bazen, başlaman gerekir her şeye yeniden.
Neyine bağlandım ki bu kadar; bana bakmayan gözlerine mi, yoksa benim olmayan kalbine mi?
Ve bazen o kadar çok ağlarsın ki, boğazına oturan yumruk yüzünden ‘hiç mi sevmedin’ bile diyemezsin!
Tamam, mesafeler aşka engel değildir ama ben burada ağlasam onun yanakları ıslanır mı orada?
Seni unutma fikri bile, sana kavuşma umuduna bağlanıyor içimde. Senden kaçış varsa bile kurtuluş yok.
Okumayı öğrenen çocuk gibi hecelerken ismini, “aşk” oldu dilim damağım. Susadım bu gece sana.
Yolcu denmez her gidene, herkes o yolun taraftarı olmayabilir. Hiçbir sürgün, gittiği yolu sevmez mesela.
Artık hayallerim suya düşecek diye kaygılanmıyorum. Çünkü onlar düşe düşe yüzmeyi öğrenmişler.
Ben genelde sırılsıklam âşık oluyorum, ama bir de bakıyorum ki bu aşkta ıslanan yine sadece ben oluyorum.
Gece en karanlık ve ebedi göründüğü zaman gün ışığı en yakındır. Her gecenin bir sabahı vardır.
Son model bir ‘bencillikle’ uzaklaşıyorsun. Bu kadar hızlı gitme derim, ilerde ‘yalnızlık’ çevirme yapıyor.
Bazen doğru olanı yapmak için en çok istediklerimizden vazgeçmemiz gerekir. Hayallerimizden bile.
Burnumuzdan akanı, kolumuza silecek kadar cesur çocuklardık. Ne ara gözümüzden akanı köşe bucak saklar olduk?
Boynu bükük duruyorsam eğer; içimden öyle geldiği için değil, yüreğimden gidenler olduğu içindir!
Tek dileğim ne biliyor musun? Gözlerimi kapamış senli hayaller kurarken, gözlerimi açtığımda yanımda olman.
Rüzgâr ateş için neyse, ayrılık da aşk için odur; küçük bir aşkı söndürür, büyük bir aşkı daha da güçlendirir.
Aşkın “baş üstü” başlayıp “bel altı” olarak devam ettiği ve ardından “ayaklar altına” alındığı zamanlardayız!
Hayatın en hüzünlü anı, mevsimine kapıldığın kişinin bahçesinde açabilecek bir çiçek olmadığını anladığın andır.
Kendinden nefret edip ayna parçalamak kolay, sorun sonrasında ortaya saçılan binlerce “seni” kim temizleyecek.
Bir de yalnızlık! Unuttuğum kadar derinde. Kalbimi seğirir o eski anılar. Şimdi kimse hatırladığım gibi değil.
Üşüdüğümüzde camı kapatmak kadar kolay olsaydı keşke, sevilmediğimizi anladığımızda o kişiye yüreğimizi kapatmak.
Bir kadının içindeki masum meleği erkek keşfeder; ama o meleğin tüm masumluğunu yok edecek olan yine erkektir.
Öyle bir çık ki karşıma “Her baktığımda ilk defa görüyormuşum gibi, az kalsın ölüyormuşum gibi” hissedeyim seni.
Her seni kaybedişimde, bir duble rakıdaydı avuntular, yada kavun kokusu teninde, mezeye dönüşen sevişmelerimizdi.
İnsanları yalan söylediklerinde dinlemeyi severim. Çünkü olmak istedikleri ama olamadıkları insanları anlatırlar.
Şimdi sen; uzattığın elini tutmayan ele mi dargınsın, yoksa tutmayacak bir ele uzattığın için, kendine mi kızgınsın?
Belki de hepimiz hiç düşünmeden kalbimizin en iyi kısmını vermişizdir. Hem de karşılığında bizi düşünmesi zor olanlara.
İnsanlar gelmeleriyle yalnızlıklarını dağıtanları severler, gitmeleriyle kendilerini yalnız bırakanlara aşık olurlar.
Yolların uzaklığı fark etmezdi seven yürek için. Bahaneler üretiyorsa gel vazgeç. Değmez üzülmeye, yalan bir sevda için.
Yaralarımda saklıyorum seni. Unutur gibi olunca kanatıyor, hasret gideriyorum. Zaman kapatıyor, ben kanatıyorum habire.
Neden evlilik yüzüğü, yüzük parmağına takılır ki? Çünkü başka hiç bir parmağımızdan, direk kalbe giden bir damar yoktur.
“Ama” kadar katil bir kelime yoktur. Kendisinden önce gelen her cümleyi öldürür. “Seni seviyorum ama …” bak işte cinayet.
Birini seveceksen, onu her şeyinle sevme. Çünkü bittiğinde; onu unutamamana değil, unutamayacak kadar çok sevdiğine yanarsın.
İnsan geride bıraktıklarını özler, elinin altındakilerden sıkılır, ulaşamadıklarına tutulur ve ulaşılmaz olan hep aşk olur!
İnsan ayrıldıktan sonra kendini alkole vereceğine sodaya verse çok daha faydalı olur. Neticede sorun unutmak falan değil, hazmetmek.
Gittiğinde ağlarsın, şarkılarda, filmlerde, ona buna her şeye ağlarsın. Aklın başına gelince de boşa harcadığın zamana ağlarsın.
Dünyada akla değer veren yok madem, aklı az olanın parası çok madem, getir oradan şu rakıyı, alsın aklımızı: Belki böyle beğenir bizi el alem!